nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Yunus Emre Hakkında Ansiklopedik Data,Yunus Emre Hakkında Herşey,
Yunus Emre Hakkında ,Yunus Emre hayatı,Yunus Emre Biyografisi,
Yunus Emre Kimdir,Yunus Emre Resimleri,
Yunus Emre on üçüncü asır tasavvuf şâiri Hayâtı ve kimliği hakkında kesin bilgi yoktur Şiirleri asırlar baştan başa zevkle ve hayranlıkla okunmuş, yalnız ülkemizde değil birçok ülkelerde de alaka uyandırmış yer alan müstesna bir şahsiyettir Türk millet şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk ’ün İslam ’a bakışını Türk dilinin bütün sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insandır Takriben 700 yıldır Türk milleti kadar dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere laf olmuş, yer yer özdeyiş misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre , Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır Bazı kaynaklarda Anadolu ’ya gelen Türk boylarından birine alt olup, 1238 dolaylarında doğduğu söylenti edilirse de bu kesin değildir; tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir ’de öldüğü yolundaki rivayetlerde olduğu gibi
Bir Takım kayıtlardan ve şiirlerinden 1240 yıllarında doğduğu, 80 yıl civarında yaşadığı, Bolulu olduğu, EskişehirSarıköy ’de (Bugünkü ismi Yûnus Emre) vefat ettiği ve buraya defnedildiği anlaşılmaktadır
İslam'a bakışını Türk dilinin bütün sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi
İslam, Allah'ın insanlara Hz Muhammed (iddia) aracılığı ile gönderdiği son ilahi dindir Arapçada seleme (Allah'a adamakıllı bağlı olmak) kökünden gelen İslam sözcüğünün Türkçe anlamı Allah'a ve onun buyruklarına kayıtsız şartsız inanandemektir Bu kelime bununla birlikte, Hz Muhammed aracılığıyla ilkeleri bildirilen ve Müslüman adı verilen (Arapça İslamlığı kabul eden anlamına, müslim'den) 600 milyon insanı bünyesinde toplamış büyük bir dinin de adıdır
Takriben 700 yıldır Türk milleti tarafından dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere laf olmuş, yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır
Bazı kaynaklarda Anadolu'ya gelen Türk boylarından birine alt olup, 1238 dolaylarında doğduğu rivayet edilirse de bu emin değildir; tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir'de öldüğü yolundaki rivayetlerde olduğu gibi Batı Anadolu'nun birkaç yöresinde Yunus Emre adını içeren ve onunla ilgili görüldüğünden makamadı verilen yer vardır
Bir garip öldü diyeler
Üç gün daha sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle ilginç bencileyin
diyen Yunus, şayet de doğduğu ve yaşadığı topraklardan çok uzaklarda bu dünyadan göçüp gittiğini açıklamak istemektedir
Anadolu
Felsefe, varlık, amaç ve öz sorunlarının eleştirel bir yaklaşımla araştırılmasına ve varılan sonuçların sistematik bir biçimde ortaya konmasına yönelik düşünsel etkinlik Yokluğa karşıt olarak var olan şey Oluşa karşıt bir şey olarak, değişmeden aynı kalan realite Boşluğa karşıt bir şey olarak, mekanda bir yer işgal eden daimi hakikat
Tekke edebiyatının kurucusu sayılan Yunus Emre ’nin yaşamı konusunda, kayıtlara geçmiş muhakkak bilgiler yoktur Bütün bilinenler söylencelere, özellikle Bektaşi Velayetnamesi ’nin belirttiğine kadar Yunus Emre, yoksul bir köylüydü Kıtlık başgösterince buğday istemek için, kerametini duyduğu Hacı Bektaş Veli ’nin dergâhına gitti Kendisine üç kezbuğday mı, himmet miistediği sorulunca, buğday istediğini söyledi Ancak daha sonra pişman olarak geri döndü ve “himmeti istediğini söyledi Kendisine, himmet anahtarının Taptuk Emre ’ye verildiği, gidip ona başvurması gerektiği söylenince, derviş olarak Taptuk Emre ’nin dergâhına girdi O dönemde bütün mutasavvıfları Hacı Bektaş Veli ’ye bağlamaya çalışan Bektaşi Velayetnamesi ’nde Yunus Emre ’nin tasavvuf yoluna girişi böyle anlatıldıktan sonra yaşamı konusunda değişken kimi bilgiler verilmektedir
Şiirlerinden çıkarılan bilgilere kadar Yunus Emre ’nin, ümmi(okuması yazması olmayan) bir ozan değildir;aksine medrese eğitimi görmüş, Kur ’lahza ve hadis bilimini öğrenmiş bilgili bir kimsedir Tasavvuf düşüncesini İşlerken, eşsiz bir yaratıcılık göstermesi bunu kanıtlamaktadır Yunus Emre ’nin tasavvuf anlayışı, kimi araştırmacılarca Mevlana ’ya bağlanır Kendisi de şiirlerinde Mevlana ’ya olan sevgi ve bağlılığı dile getirir Konya ’ya gitgide artarak Mevlana ’ya görüştüğü de bilinmektedir bir de, Anadolu ’nun çoğu yöresini, Azerbaycan ’ı ve Şam ’ı gezdi Az Önce siyasal birliğin kurulmadığı dönemde Anadolu ’da tasavvuf düşüncesini, lirik ve dürüst şiirleriyle benimsettiği, kendisini şeyh olarak kabul ettirdiği geniş halk kitlelerince ermiş sayıldı Çoğu millet ozanı Yunus Emre mahlasıyla şiir yazdı Değişik yerlerde, mezarı olduğu ileri sürülen “makamlarının olması, Yunus Emre ’nin günümüzde bile birleştirici özelliğini göstermektedir Mezarının Sarıköy2de bulunduğu kabul edilerek burada bir Yunus Emre abidetürbesi yapılmıştır (1970)
Anadolu ’da tekke şiiri geleneğini başlatan ve bu geleneğin en kayda değer temsilcisi olan Yunus Emre , şiirlerinde, tasavvufa yerinde fikir ve hayat biçiminin değerlerini dile getirdi Katışıksız, içten bir Tanrı sevgisinin temelini oluşturduğu bu şiirlerde, yaşamın gelip geçiciliğini, dünya malının insandaki cevheri yozlaştıracağını, bağlılığın, acımanın, erdemli olmanın kayda değer olduğunu, insanın kendisini Tanrı ’dan uzaklaştıracak leziz düşkünlüklerini yenmeyi bilmesi gerektiğini vurguladı Yunus Emre ’nin şiirlerinin çıkış noktalarından biri de, insanı sevmeye verdiği tartma oldu Ona göre, insandaki(kendisindeki) tanrısal özü görüp, ikiyüzlülükten uzak sevebilen insan, olgun insandır;çünkü, insanı seven, Tanrı ’yı sever Aslında bu sevgi bütün varlıklar için benzer olmalıdır Çünkü her varlıkta kutsal öz vardır(vahdeti vücut:çokluğun birliği) Yunus Emre ’nin önerdiği bu sevgiye dayanan yaşama biçimi ve hafıza sistemi daha sonra gelen o kadar çok ozanca, yüzyıllar her tarafında yaşatılarak etkisini duyurdu
Yunus Emre , ayrıca aydınlara, keza de millet kitlelerine seslendiği şiirlerinde aruza da, heceye de yer verdi İlahilerini heceyle, herzamanki koşma şeklinde ve halkın söylev dilindeki kullanımlarıyla, deyimleriyle çeşitlendirdiği yalın bir dille yazarken, kimi şiirlerinde yalın dilden ayrıldı, musammat gazel biçimini kullandı bununla beraber, bütün şiirlerinde Türkçe sözdizimini bozmadı Saf bir Tanrı sevgisini kaynak olarak alması, içtenlikli anlatımı, sanatlı söyleyişe yönelmemesi, karışık tasavvuf düşüncesini halka sevdirmesinde ve öğretmesinde en kayda değer etken oldu Yunus ’un şiirleri bestelenerek tekkelerde eğitim nedeniyle okundu
Yunus Emre ’nin Divan ’ını yaratıcı şiirleri dışarıda öteki yapıtı, on üç beyitlik bir ön bölüm, bir nesir bölümü, 550 beyitlik üçüncü bölümden oluşan ve aruzla yazılan RisaletünNushiyye ’dir (Öğütler Kitabı, 1307) Yunus Emre ’nin yaşamı ve düşünceleri, modern sanatçılara da esin kaynağı oldu Bunlar arasında Ahmet Adnan Saygun ’un Yunus Emre Oratoryosu(1946), Nezihe Araz ’ın Gözü Yaşlı Dolap(1961) romanı Recep Bilginer ’in Yunus Emre (1974) oyunu sayılabilir
Eserleri
Yunus Emre ’nin aşina iki eseri vardır:
1 RisâletünNushiyye: Mesnevî biçiminde, “Fâilâtün Fâilâtün Fâilün vezniyle yazılı tasavvufî, ahlâkî, dînî bir eserdir
2 Dîvân: Yûnus Emre Dîvânının birçok yazma nüshaları vardır Fakat bu Dîvân ’daki bütün şiirlerin Yûnus Emre ’nin olduğu söylenemez Yûnus türünden söylenen daha sonraki şâirlerin şiirleri de karışmıştır Taş basması nüshaları da vardır
Bunlar açık havada:
1Fatih Nüshası: Yunus Emre 'nin en çok bilinen eseri Divan'ıdırLakin bu eserin aslını veya en eski nüshasını tespit etmek fazla zordur Yunus Emre anı'nın Türkiye, dünya veya şahıs kütüphanelerinde elliden fazla yazma nüshası bulunmaktadır Bu eserler sonra şifahi olarak derlenmiş ya da bir yazmadan istinsah edilmiş nüshalardır Bugüne değin yapılan araştırmalarda Yunus Emre 'nin kendi kaleminden çıkmış bir nüshaya rastlanmamıştır Eski ve yeni el yazması Yunus Emre anları içinde 15 yyda istinsah edildiği görünüşe göre Süleymaniye Kütüphanesi Fatih bölümünde bulunan el yazması nüshadır Fatih nüshası istinsah tarihi muhakkak olmamakla birlikte, yazı karakteri, imla ve kağıt özellikleri yönüyle 15 yy özelliklerdi arzetmektedir Hurufu Hece usulüne göre tertip edilen bu eser, her yönüyle 15 yy özelliklerdi arz etmektedir Hurufu Hece usulüne göre tertip edilen bu eser, bilinen Yunus Emre Divanlarının en iyisidir, ama istinsah edeni bilinmemektedir Bu eser Süleymaniye Kütüphanesi Fatih Kitapları bölümünde 3889 no'da kayıtlıdır 210 yapraklı olan Divan nesih yazılmış olup, içinde 203 adet şiir bulunmaktadır
2Nuruosmaniye Nüshası: Nuruosmaniye Kütüphanesi 4904 no'da kayıtlıdır 315 yapraktan müteşekkildir ve içerisinde 219 adet şiir bulunmaktadır İstinsah tarihi H940, M1534 dür
3Yahya Efendi Nüshası: Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Hahmud Efendi bölümünde 3480 no'da kayıtlıdır 107 yapraktan oluşan bu Divan'da 302 şiir yer almaktadır 16yyda istinsah edilmiştir
4Karaman Nüshası :Karaman nüshası olarak bilinen bu nüsha Merhum Baha Kayserilioğlu'nun elindeki nüshadır
5Balıkesir Nüshası: Bu nüsha Balıkesir İl Halk Müziği Kütüphanesi 451 no'da kayıtlıdır
6Niyazı Mısri nüshası: Topkapı Sarayı Müzesi, Define Kütüphanesinde 303 numarada kayıtlıdır Şerhi Gazeli Yunus Emre adlı bu nüsha H1127 tarihinde istinsah edilmiş olup, 16 yapraktan oluşmuş ve nesih yazı ile yazılmıştır
7Bursa Nüshası: Bursa İl Halk Müziği Kütüphanesi Eski Eserler Bölümünde 882 numarada kayıtlıdır Nesih Yazı ile yazılmış olan bu nüshada 120 şiir bulunmaktadır ve 53 yapraktan oluşmuştur
RİSALETÜN NUSHİYYE (Ögütler Risalesi): Mesnevi biçiminde, aruz ölçüsü ile yazılı bu şiir beyittir Başta 13 beyitlik bir başlangıçtan sonra, kısa bir düz yazı vardır Arkasından destanlar gelir Destanlarda Ruh, Leziz, Kanaat, Gazap, Tahammül, Haset, Pintilik, Hafıza konuları işlenir Öğretici ve nasihat verici bir eserdir Risalenin sonunda yazıldığına kadar Söze tarih yedi yüz yediydimısraından H707 de M 1307 veya 1308 da yazıldığı anlaşılmaktadır
Yûnus Emre ’nin şiirlerinden:
DOLAP
Benim adım ağlamaklı dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş Çalap
Derdim vardır inilerim
Ben bir dağın ağacıyım
Ne tatlıyım ne acıyım
Ben Mevlâya duâcıyım
Derdim vardır inilerim
Beni bir dağda buldular
Kolum kanadım yoldular
Dolaba lâyık gördüler
Derdim vardır inilerim
Dağdan kestiler hezenim
Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim vardır inilerim
Şol dülgerler beni yondu
Her âzâm yerine kondu
Bu iniltim Hak ’tan geldi
Derdim vardır inilerim
Suyum alçaktan çekerim
Dönüp yükseğe dökerim
Görün beni neler çekerim
Derdim vardır inilerim
Yûnus bunda gelen gülmez
Kişi murâdına ermez
Bu fânide kimse kalmaz
Derdim vardır inilerim
*
Yunus Emre Hakkında ,Yunus Emre hayatı,Yunus Emre Biyografisi,
Yunus Emre Kimdir,Yunus Emre Resimleri,
Yunus Emre on üçüncü asır tasavvuf şâiri Hayâtı ve kimliği hakkında kesin bilgi yoktur Şiirleri asırlar baştan başa zevkle ve hayranlıkla okunmuş, yalnız ülkemizde değil birçok ülkelerde de alaka uyandırmış yer alan müstesna bir şahsiyettir Türk millet şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk ’ün İslam ’a bakışını Türk dilinin bütün sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insandır Takriben 700 yıldır Türk milleti kadar dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere laf olmuş, yer yer özdeyiş misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre , Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır Bazı kaynaklarda Anadolu ’ya gelen Türk boylarından birine alt olup, 1238 dolaylarında doğduğu söylenti edilirse de bu kesin değildir; tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir ’de öldüğü yolundaki rivayetlerde olduğu gibi
Bir Takım kayıtlardan ve şiirlerinden 1240 yıllarında doğduğu, 80 yıl civarında yaşadığı, Bolulu olduğu, EskişehirSarıköy ’de (Bugünkü ismi Yûnus Emre) vefat ettiği ve buraya defnedildiği anlaşılmaktadır
İslam'a bakışını Türk dilinin bütün sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi
İslam, Allah'ın insanlara Hz Muhammed (iddia) aracılığı ile gönderdiği son ilahi dindir Arapçada seleme (Allah'a adamakıllı bağlı olmak) kökünden gelen İslam sözcüğünün Türkçe anlamı Allah'a ve onun buyruklarına kayıtsız şartsız inanandemektir Bu kelime bununla birlikte, Hz Muhammed aracılığıyla ilkeleri bildirilen ve Müslüman adı verilen (Arapça İslamlığı kabul eden anlamına, müslim'den) 600 milyon insanı bünyesinde toplamış büyük bir dinin de adıdır
Takriben 700 yıldır Türk milleti tarafından dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere laf olmuş, yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır
Bazı kaynaklarda Anadolu'ya gelen Türk boylarından birine alt olup, 1238 dolaylarında doğduğu rivayet edilirse de bu emin değildir; tıpkı 1320 dolaylarında Eskişehir'de öldüğü yolundaki rivayetlerde olduğu gibi Batı Anadolu'nun birkaç yöresinde Yunus Emre adını içeren ve onunla ilgili görüldüğünden makamadı verilen yer vardır
Bir garip öldü diyeler
Üç gün daha sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle ilginç bencileyin
diyen Yunus, şayet de doğduğu ve yaşadığı topraklardan çok uzaklarda bu dünyadan göçüp gittiğini açıklamak istemektedir
Anadolu
Felsefe, varlık, amaç ve öz sorunlarının eleştirel bir yaklaşımla araştırılmasına ve varılan sonuçların sistematik bir biçimde ortaya konmasına yönelik düşünsel etkinlik Yokluğa karşıt olarak var olan şey Oluşa karşıt bir şey olarak, değişmeden aynı kalan realite Boşluğa karşıt bir şey olarak, mekanda bir yer işgal eden daimi hakikat
Tekke edebiyatının kurucusu sayılan Yunus Emre ’nin yaşamı konusunda, kayıtlara geçmiş muhakkak bilgiler yoktur Bütün bilinenler söylencelere, özellikle Bektaşi Velayetnamesi ’nin belirttiğine kadar Yunus Emre, yoksul bir köylüydü Kıtlık başgösterince buğday istemek için, kerametini duyduğu Hacı Bektaş Veli ’nin dergâhına gitti Kendisine üç kezbuğday mı, himmet miistediği sorulunca, buğday istediğini söyledi Ancak daha sonra pişman olarak geri döndü ve “himmeti istediğini söyledi Kendisine, himmet anahtarının Taptuk Emre ’ye verildiği, gidip ona başvurması gerektiği söylenince, derviş olarak Taptuk Emre ’nin dergâhına girdi O dönemde bütün mutasavvıfları Hacı Bektaş Veli ’ye bağlamaya çalışan Bektaşi Velayetnamesi ’nde Yunus Emre ’nin tasavvuf yoluna girişi böyle anlatıldıktan sonra yaşamı konusunda değişken kimi bilgiler verilmektedir
Şiirlerinden çıkarılan bilgilere kadar Yunus Emre ’nin, ümmi(okuması yazması olmayan) bir ozan değildir;aksine medrese eğitimi görmüş, Kur ’lahza ve hadis bilimini öğrenmiş bilgili bir kimsedir Tasavvuf düşüncesini İşlerken, eşsiz bir yaratıcılık göstermesi bunu kanıtlamaktadır Yunus Emre ’nin tasavvuf anlayışı, kimi araştırmacılarca Mevlana ’ya bağlanır Kendisi de şiirlerinde Mevlana ’ya olan sevgi ve bağlılığı dile getirir Konya ’ya gitgide artarak Mevlana ’ya görüştüğü de bilinmektedir bir de, Anadolu ’nun çoğu yöresini, Azerbaycan ’ı ve Şam ’ı gezdi Az Önce siyasal birliğin kurulmadığı dönemde Anadolu ’da tasavvuf düşüncesini, lirik ve dürüst şiirleriyle benimsettiği, kendisini şeyh olarak kabul ettirdiği geniş halk kitlelerince ermiş sayıldı Çoğu millet ozanı Yunus Emre mahlasıyla şiir yazdı Değişik yerlerde, mezarı olduğu ileri sürülen “makamlarının olması, Yunus Emre ’nin günümüzde bile birleştirici özelliğini göstermektedir Mezarının Sarıköy2de bulunduğu kabul edilerek burada bir Yunus Emre abidetürbesi yapılmıştır (1970)
Anadolu ’da tekke şiiri geleneğini başlatan ve bu geleneğin en kayda değer temsilcisi olan Yunus Emre , şiirlerinde, tasavvufa yerinde fikir ve hayat biçiminin değerlerini dile getirdi Katışıksız, içten bir Tanrı sevgisinin temelini oluşturduğu bu şiirlerde, yaşamın gelip geçiciliğini, dünya malının insandaki cevheri yozlaştıracağını, bağlılığın, acımanın, erdemli olmanın kayda değer olduğunu, insanın kendisini Tanrı ’dan uzaklaştıracak leziz düşkünlüklerini yenmeyi bilmesi gerektiğini vurguladı Yunus Emre ’nin şiirlerinin çıkış noktalarından biri de, insanı sevmeye verdiği tartma oldu Ona göre, insandaki(kendisindeki) tanrısal özü görüp, ikiyüzlülükten uzak sevebilen insan, olgun insandır;çünkü, insanı seven, Tanrı ’yı sever Aslında bu sevgi bütün varlıklar için benzer olmalıdır Çünkü her varlıkta kutsal öz vardır(vahdeti vücut:çokluğun birliği) Yunus Emre ’nin önerdiği bu sevgiye dayanan yaşama biçimi ve hafıza sistemi daha sonra gelen o kadar çok ozanca, yüzyıllar her tarafında yaşatılarak etkisini duyurdu
Yunus Emre , ayrıca aydınlara, keza de millet kitlelerine seslendiği şiirlerinde aruza da, heceye de yer verdi İlahilerini heceyle, herzamanki koşma şeklinde ve halkın söylev dilindeki kullanımlarıyla, deyimleriyle çeşitlendirdiği yalın bir dille yazarken, kimi şiirlerinde yalın dilden ayrıldı, musammat gazel biçimini kullandı bununla beraber, bütün şiirlerinde Türkçe sözdizimini bozmadı Saf bir Tanrı sevgisini kaynak olarak alması, içtenlikli anlatımı, sanatlı söyleyişe yönelmemesi, karışık tasavvuf düşüncesini halka sevdirmesinde ve öğretmesinde en kayda değer etken oldu Yunus ’un şiirleri bestelenerek tekkelerde eğitim nedeniyle okundu
Yunus Emre ’nin Divan ’ını yaratıcı şiirleri dışarıda öteki yapıtı, on üç beyitlik bir ön bölüm, bir nesir bölümü, 550 beyitlik üçüncü bölümden oluşan ve aruzla yazılan RisaletünNushiyye ’dir (Öğütler Kitabı, 1307) Yunus Emre ’nin yaşamı ve düşünceleri, modern sanatçılara da esin kaynağı oldu Bunlar arasında Ahmet Adnan Saygun ’un Yunus Emre Oratoryosu(1946), Nezihe Araz ’ın Gözü Yaşlı Dolap(1961) romanı Recep Bilginer ’in Yunus Emre (1974) oyunu sayılabilir
Eserleri
Yunus Emre ’nin aşina iki eseri vardır:
1 RisâletünNushiyye: Mesnevî biçiminde, “Fâilâtün Fâilâtün Fâilün vezniyle yazılı tasavvufî, ahlâkî, dînî bir eserdir
2 Dîvân: Yûnus Emre Dîvânının birçok yazma nüshaları vardır Fakat bu Dîvân ’daki bütün şiirlerin Yûnus Emre ’nin olduğu söylenemez Yûnus türünden söylenen daha sonraki şâirlerin şiirleri de karışmıştır Taş basması nüshaları da vardır
Bunlar açık havada:
1Fatih Nüshası: Yunus Emre 'nin en çok bilinen eseri Divan'ıdırLakin bu eserin aslını veya en eski nüshasını tespit etmek fazla zordur Yunus Emre anı'nın Türkiye, dünya veya şahıs kütüphanelerinde elliden fazla yazma nüshası bulunmaktadır Bu eserler sonra şifahi olarak derlenmiş ya da bir yazmadan istinsah edilmiş nüshalardır Bugüne değin yapılan araştırmalarda Yunus Emre 'nin kendi kaleminden çıkmış bir nüshaya rastlanmamıştır Eski ve yeni el yazması Yunus Emre anları içinde 15 yyda istinsah edildiği görünüşe göre Süleymaniye Kütüphanesi Fatih bölümünde bulunan el yazması nüshadır Fatih nüshası istinsah tarihi muhakkak olmamakla birlikte, yazı karakteri, imla ve kağıt özellikleri yönüyle 15 yy özelliklerdi arzetmektedir Hurufu Hece usulüne göre tertip edilen bu eser, her yönüyle 15 yy özelliklerdi arz etmektedir Hurufu Hece usulüne göre tertip edilen bu eser, bilinen Yunus Emre Divanlarının en iyisidir, ama istinsah edeni bilinmemektedir Bu eser Süleymaniye Kütüphanesi Fatih Kitapları bölümünde 3889 no'da kayıtlıdır 210 yapraklı olan Divan nesih yazılmış olup, içinde 203 adet şiir bulunmaktadır
2Nuruosmaniye Nüshası: Nuruosmaniye Kütüphanesi 4904 no'da kayıtlıdır 315 yapraktan müteşekkildir ve içerisinde 219 adet şiir bulunmaktadır İstinsah tarihi H940, M1534 dür
3Yahya Efendi Nüshası: Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Hahmud Efendi bölümünde 3480 no'da kayıtlıdır 107 yapraktan oluşan bu Divan'da 302 şiir yer almaktadır 16yyda istinsah edilmiştir
4Karaman Nüshası :Karaman nüshası olarak bilinen bu nüsha Merhum Baha Kayserilioğlu'nun elindeki nüshadır
5Balıkesir Nüshası: Bu nüsha Balıkesir İl Halk Müziği Kütüphanesi 451 no'da kayıtlıdır
6Niyazı Mısri nüshası: Topkapı Sarayı Müzesi, Define Kütüphanesinde 303 numarada kayıtlıdır Şerhi Gazeli Yunus Emre adlı bu nüsha H1127 tarihinde istinsah edilmiş olup, 16 yapraktan oluşmuş ve nesih yazı ile yazılmıştır
7Bursa Nüshası: Bursa İl Halk Müziği Kütüphanesi Eski Eserler Bölümünde 882 numarada kayıtlıdır Nesih Yazı ile yazılmış olan bu nüshada 120 şiir bulunmaktadır ve 53 yapraktan oluşmuştur
RİSALETÜN NUSHİYYE (Ögütler Risalesi): Mesnevi biçiminde, aruz ölçüsü ile yazılı bu şiir beyittir Başta 13 beyitlik bir başlangıçtan sonra, kısa bir düz yazı vardır Arkasından destanlar gelir Destanlarda Ruh, Leziz, Kanaat, Gazap, Tahammül, Haset, Pintilik, Hafıza konuları işlenir Öğretici ve nasihat verici bir eserdir Risalenin sonunda yazıldığına kadar Söze tarih yedi yüz yediydimısraından H707 de M 1307 veya 1308 da yazıldığı anlaşılmaktadır
Yûnus Emre ’nin şiirlerinden:
DOLAP
Benim adım ağlamaklı dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş Çalap
Derdim vardır inilerim
Ben bir dağın ağacıyım
Ne tatlıyım ne acıyım
Ben Mevlâya duâcıyım
Derdim vardır inilerim
Beni bir dağda buldular
Kolum kanadım yoldular
Dolaba lâyık gördüler
Derdim vardır inilerim
Dağdan kestiler hezenim
Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim vardır inilerim
Şol dülgerler beni yondu
Her âzâm yerine kondu
Bu iniltim Hak ’tan geldi
Derdim vardır inilerim
Suyum alçaktan çekerim
Dönüp yükseğe dökerim
Görün beni neler çekerim
Derdim vardır inilerim
Yûnus bunda gelen gülmez
Kişi murâdına ermez
Bu fânide kimse kalmaz
Derdim vardır inilerim
*