Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
ZAYIFLARKEN VÜCUT DİRENCİNİZ DÜŞMESİN
Ahir beklenen yaz geldi ve zayıflama sevdası kendini göstermeye başladı. Aylardır hayali kurulan, tatil planları yapılan bu süreç için her şey tamam da, bir de şu çokça kilolar olmasa
Kışın kıyafetlerin altına gizlenen bel, basen üzere ortamlarda biriken ziyade kilolar ve yağlar, içinde bulunduğumuz şu günlerde canımızı üzücü halde sıkmaya başladı. O halde vakit kaybetmeden diyet vukuatına girelim istiyoruz. Fakat her seferinde olduğu üzere bu kere de biraz geç kalmış durumdayız. Bu durumda senelik müsaadeye sayılı günler kala daha katı bir diyet uygulamak icap ediyor tabi. E plajda o kilolarla görünmeyi göze alamayacağımıza nazaran öteki dermanımız yok!
İşte bu formda düşünen ve kilo fazlalığından şikayetçi olanlar umumide aç kalarak, öğün atlayarak, hiçbir şey yemeyerek sonuç almaya çalışmaktadır. Böylesi bir davranış, vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler ve tasarruf moduna geçen metabolizma yavaşlar, yağ yakmak mekanına tüketilen her besini yağ formunda depolama yoluna sarfiyat. Buna karşılık sık aralıklarla, azar azar beslenmek metabolizmayı hızlandırdığı üzere, yavaş yemeyi de sağlar. Aç kalmak ve öğün atlamak, bir sonraki öğünde hem süratli hem de çokça yemek yenilmesine neden olmaktadır. Nasıl ki bir çiçeği sulamak için bölgeyle de kurumasını beklemiyorsak, yemek yemek için de acıkmayı beklememeliyiz. Öğlenleri ne tarafsak yiyelim, akşam olunca tekrar acıkıyoruz. O halde ikindi vakti bir velev içinde bulunduğumuz yaz devrinde iki tane ara öğün almalıyız. Böylece kan şekerimizde oluşabilecek dalgalanmaları da bir nebze olsun engellemiş oluruz. Tabi hakikat besinler, akıllı karbonhidratlar seçersek.
Kişi, uzun süren açlık sonrası kan şekeri fikir tatlı bunalımına giriyor. Bu durumu da umumide bisküvi, meşrubat, çikolata, kek, tatlı üzere alternatiflerle geçiştirmeye çalışıyor ve sonuç yeniden başarısızlık. Halbuki bir diyetisyen denetiminde zayıflama süreci başlatılsa, diyetlerde en sık yaşanan kuvvet kaybı üzere bir durum ortadan kalkar ve bu şekil yanlış tavırlar ortaya çıkmaz. Günahlı uygulanan diyetler sonrası yararlı besin öğelerinin hudutlu tüketimi diyette olan bireyin metabolizmasını olumsuz tarafta tesirler ve halsizlik, yorgunluğa sebep olur. Süratli kilo beraberindeki su kaybı ile kişi daha da güçsüz bir hale gelir ve vücut direnci düşerken zayıflamaya karşı bir direnç oluşur.
Zayıflama diyetlerinde birinci haftalarda yağdan fazla su kayıpları olmaktadır. Bu durumda vücudun yaşadığı likit kaybına ve bunun yaratacağı hasara dikkat çekmek ismine meyve sularından bahsetmek, hem kaybedilen besin öğelerini mekanına koymak hem de tokluk hissi ve güç vermek açısından yararlı olacaktır. Meyve suları vücuda kaybettiği sıvıyı geri kazandırdığı üzere, hücrelerin yaşamsal faaliyetlerini ve vücut fonksiyonlarının bölgesine getirilmesine ek sağlamaktadır. Vücuttaki metabolizma artıklarının atılabilmesi için ehliyetli ölçüde likit alınması gerekir. Diyet tedavisinde yemek öncesi ve yemekle bir arada alınan likitler mide dolgunluğunu ve binaenaleyh tokluk hissini de artırırlar. Meyve suları vücudun likit gereksinimini karşılanmasına yardımcı olmasının yanında A ve C vitamini içeriği ile antioksidan alımını da artırırlar.
Birebir vakitte meyve yahut meyve sularında bulunan asitler sindirimi kolaylaştırmaktadır. İçerdikleri C vitamini, birlikte tüketildiği besinlerin içerisindeki demir mineralinin emilim nispetini artırarak kansızlık olarak bilinen anemiye karşı tesirli olmaktadır. Bu nedenle ara öğünlerde tüketilebileceği üzere sanılanın tersine yemeklerle birlikte de tüketilebilirler. Sonuç olarak, meyve suları yerinde ve istikrarlı beslenmenin bir modülü olarak her yaş öbeğinin beslenmesinde sıhhati olumlu yanda etkileyecek bir alternatif olarak görülmelidir.
Ahir beklenen yaz geldi ve zayıflama sevdası kendini göstermeye başladı. Aylardır hayali kurulan, tatil planları yapılan bu süreç için her şey tamam da, bir de şu çokça kilolar olmasa
Kışın kıyafetlerin altına gizlenen bel, basen üzere ortamlarda biriken ziyade kilolar ve yağlar, içinde bulunduğumuz şu günlerde canımızı üzücü halde sıkmaya başladı. O halde vakit kaybetmeden diyet vukuatına girelim istiyoruz. Fakat her seferinde olduğu üzere bu kere de biraz geç kalmış durumdayız. Bu durumda senelik müsaadeye sayılı günler kala daha katı bir diyet uygulamak icap ediyor tabi. E plajda o kilolarla görünmeyi göze alamayacağımıza nazaran öteki dermanımız yok!
İşte bu formda düşünen ve kilo fazlalığından şikayetçi olanlar umumide aç kalarak, öğün atlayarak, hiçbir şey yemeyerek sonuç almaya çalışmaktadır. Böylesi bir davranış, vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler ve tasarruf moduna geçen metabolizma yavaşlar, yağ yakmak mekanına tüketilen her besini yağ formunda depolama yoluna sarfiyat. Buna karşılık sık aralıklarla, azar azar beslenmek metabolizmayı hızlandırdığı üzere, yavaş yemeyi de sağlar. Aç kalmak ve öğün atlamak, bir sonraki öğünde hem süratli hem de çokça yemek yenilmesine neden olmaktadır. Nasıl ki bir çiçeği sulamak için bölgeyle de kurumasını beklemiyorsak, yemek yemek için de acıkmayı beklememeliyiz. Öğlenleri ne tarafsak yiyelim, akşam olunca tekrar acıkıyoruz. O halde ikindi vakti bir velev içinde bulunduğumuz yaz devrinde iki tane ara öğün almalıyız. Böylece kan şekerimizde oluşabilecek dalgalanmaları da bir nebze olsun engellemiş oluruz. Tabi hakikat besinler, akıllı karbonhidratlar seçersek.
Kişi, uzun süren açlık sonrası kan şekeri fikir tatlı bunalımına giriyor. Bu durumu da umumide bisküvi, meşrubat, çikolata, kek, tatlı üzere alternatiflerle geçiştirmeye çalışıyor ve sonuç yeniden başarısızlık. Halbuki bir diyetisyen denetiminde zayıflama süreci başlatılsa, diyetlerde en sık yaşanan kuvvet kaybı üzere bir durum ortadan kalkar ve bu şekil yanlış tavırlar ortaya çıkmaz. Günahlı uygulanan diyetler sonrası yararlı besin öğelerinin hudutlu tüketimi diyette olan bireyin metabolizmasını olumsuz tarafta tesirler ve halsizlik, yorgunluğa sebep olur. Süratli kilo beraberindeki su kaybı ile kişi daha da güçsüz bir hale gelir ve vücut direnci düşerken zayıflamaya karşı bir direnç oluşur.
Zayıflama diyetlerinde birinci haftalarda yağdan fazla su kayıpları olmaktadır. Bu durumda vücudun yaşadığı likit kaybına ve bunun yaratacağı hasara dikkat çekmek ismine meyve sularından bahsetmek, hem kaybedilen besin öğelerini mekanına koymak hem de tokluk hissi ve güç vermek açısından yararlı olacaktır. Meyve suları vücuda kaybettiği sıvıyı geri kazandırdığı üzere, hücrelerin yaşamsal faaliyetlerini ve vücut fonksiyonlarının bölgesine getirilmesine ek sağlamaktadır. Vücuttaki metabolizma artıklarının atılabilmesi için ehliyetli ölçüde likit alınması gerekir. Diyet tedavisinde yemek öncesi ve yemekle bir arada alınan likitler mide dolgunluğunu ve binaenaleyh tokluk hissini de artırırlar. Meyve suları vücudun likit gereksinimini karşılanmasına yardımcı olmasının yanında A ve C vitamini içeriği ile antioksidan alımını da artırırlar.
Birebir vakitte meyve yahut meyve sularında bulunan asitler sindirimi kolaylaştırmaktadır. İçerdikleri C vitamini, birlikte tüketildiği besinlerin içerisindeki demir mineralinin emilim nispetini artırarak kansızlık olarak bilinen anemiye karşı tesirli olmaktadır. Bu nedenle ara öğünlerde tüketilebileceği üzere sanılanın tersine yemeklerle birlikte de tüketilebilirler. Sonuç olarak, meyve suları yerinde ve istikrarlı beslenmenin bir modülü olarak her yaş öbeğinin beslenmesinde sıhhati olumlu yanda etkileyecek bir alternatif olarak görülmelidir.
