iltasyazilim
FD Üye
Bakara Suresi Ve Türkce Meali
1 (Elif, Lâm, Mîm)
2 İşte o kitap, bunda kararsızlık yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir
3 Onlar ancak gaybe iman edip namazı doğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar
4 Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, ayrıca senden önce indirilene Ahirete de bunlar elbette iman ederler
5 Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir
6 Şu belli ki inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir Onlar inanmazlar
7 Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır Ve büyük azab onlaradır
8 İnsanlardan öyleleri de vardır fakat, inanmadıkları halde, Allah'a ve öbür dünya gününe inandıkderler
9 Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar
10 Kalplerinde rahatsızlık vardır Allah da onların hastalığını arttırmıştır Yalan söylemelerine karşılık onlara ızdırap verici bir azab vardır
11 Hem onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayındenildiğinde: Biz oysa ıslah edicilerizderler
12 İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar
13 Onlara: İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanındenilince, Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?derler İyi bilin fakat, esas boş kafalı kendileridir ama bilmezler
14 Onlar iman edenlere rastladıkları vakit: İnandıkderler Fakat şeytanlarıyle yalnız kaldıkları zaman: Biz, sizinle beraberiz, biz yalnızca (onlarla) alay ediyoruzderler
15 (Esas) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir
16 İşte onlar o kimselerdir ancak, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, içten yolu da bulamadılar
17 Onların durumu, bir alev yakanın durumu gibidir (Alev) çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların (gözlerinin) nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler
18 (Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler Bundan Böyle (hakka) dönmezler
19 Yoksa (onların durumu), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek(ler) bulunan bir yağmur(a tutulmuşun hali) gibidir Yıldırımlardan vefat etmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar Ama Allah, inkârcıları iyice kuşatmıştır
20 O şimşek nerdeyse gözlerini (n nûrunu) kapıverecek Önlerini aydınlattımı ışığında yürürler, karanlık üzerlerine çöktümü de dikilip kalırlar Allah dilemiş olsaydı işitmelerini, görmelerini de alıverirdi Kuşkusuz Allah her şeye kâdirdir
21 Ey halk müziği! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin oysa (Allah'ın) azabından korunasınız
22 O (Rabb) oysa yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı Öyleyse siz de, mahsus, Allah'a eşler koşmayın
23 Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den kararsızlık içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer dürüst iseniz
24 Yok yapamadıysanız, ki hiçbir vakit yapamayacaksınız, o halde yakıtı millet ve taşlar olan, inkârcılar için hazır ateşten sakının
25 İnanıp yardımcı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: Bu daha önce de rızıklandığımız şeydirderler ve o rızık birbirinin güya edinmek üzere, kendilerine sunulacak Orada fazla pak zevceler de onların Hem onlar orada ebedî kalacaklar
26 Kesin ama Allah bir sivri sineği, hatta daha üstününü örnek getirmekten çekinmez İman edenler bilirler ki, o kuşkusuz haktır, Rabb'lerındandır Ama küfre saplananlar: Allah böyle bir örnek ile ne aramak istedi?derler Allah onunla birçoklarını şaşırtır, yine onunla birçoklarını yola getirir Onunla ancak o fasıkları şaşırtır
27 Onlar ancak, laf verip andlaştıktan sonradan Allah'a verdikleri sözü bozarlar Allah'ın birleştirmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar İşte zarara uğrayanlar onlardır
28 Allah'ı nasıl inkâr edersiniz ama, ölü idiniz sizleri diriltti Daha Sonra sizleri yine öldürecek, sonradan yeniden diriltecek, sonradan da döndürülüp ona götürüleceksiniz
29 O oysa, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı Sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi O, her şeyi bilir
30 Bir Zamanlar Rabb'in meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağımdemişti (): A! Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Ama biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruzdediler (Rabb'in): Ben sizin bilmediklerinizi bilirimdedi
31 Ve Âdem'e isimlerin hepsini öğretti, daha sonra onları meleklere gösterip: Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verindedi
32 Dediler ancak: Yücesin sen (ya Rab!) Bizim, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur Kuşkusuz sen bilensin, hakîmsin
33 (Allah): Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber verdedi Bu dikte üzerine Âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (Allah): Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da, içinizde gizlediğinizi de bilirimdememiş miydim?dedi
34 Ve o vakit meleklere: Âdem'e secde edin!dedik, hemencecik secde ettiler Yalnız Iblis dayattı, kibrine yediremedi, inkârcılardan oldu
35 Dedik ki: Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yahut zalimlerden olursunuz
36 Bunun üstüne şeytan onları(n ayağını) oradan kaydırdı, içinde bulundukları (cennet yurdu)ndan çıkardı Biz de: Birbirinize düşman olarak inin, orada açıklanmış bir vakte kadar sizin için bir karar yeri ve bir nasib vardırdedik
37 Derken Âdem Rabb'ından birtakım kelimeler aldı, (onlarla tevbe etti O da) tevbesini kabul etti Emin O, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir
38 Onlara dedik ancak: Hepiniz oradan inin Size benim tarafımdan bir hidayet rehberi geldiğinde, kim o hidayetçimin izinde giderse, onlar için hiçbir dehşet yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır
39 İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennem ehlidirler Orada ebedî olarak kalacaklardır
40 Ey İsrailoğulları, size verdiğim nimetimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü tutun fakat, ben de size verdiğim sözü tutayım ve sadece benden korkun!
41 Yanınızdakini (Tevrat'ı) onay edici olarak indirdiğim (Kur'ân)a iman edin, O'nu, red edenlerin ilki siz olmayın, benim âyetlerimi birkaç paraya değişmeyin Ama benden korkun
42 Hakk'ı batıla karıştırıp da, bilerek hakkı gizlemeyin
43 Hem namazı doğruca kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin
44 İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab (Tevrat)ı okuyorsunuz Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?
45 Üstelik sabırla, namazla destek isteyin Kuşkusuz bu, (Allah'a) saygılı olanlardan başkasına ağır kazanç
46 Onlar ama, Rablerine kavuşacaklarını ve sahiden O'na döneceklerini bilirler
47 Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve bir zamanlar sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın
48 Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir destek da yapılmaz
49 (Keza hatırlayın ancak bir vakit) sizi Firavun ailesinden de kurtardık, (onlar) size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı Ve bunda size Rabbiniz göre büyük bir sınav vardı
*
1 (Elif, Lâm, Mîm)
2 İşte o kitap, bunda kararsızlık yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir
3 Onlar ancak gaybe iman edip namazı doğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar
4 Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, ayrıca senden önce indirilene Ahirete de bunlar elbette iman ederler
5 Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir
6 Şu belli ki inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir Onlar inanmazlar
7 Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır Ve büyük azab onlaradır
8 İnsanlardan öyleleri de vardır fakat, inanmadıkları halde, Allah'a ve öbür dünya gününe inandıkderler
9 Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar
10 Kalplerinde rahatsızlık vardır Allah da onların hastalığını arttırmıştır Yalan söylemelerine karşılık onlara ızdırap verici bir azab vardır
11 Hem onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayındenildiğinde: Biz oysa ıslah edicilerizderler
12 İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar
13 Onlara: İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanındenilince, Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?derler İyi bilin fakat, esas boş kafalı kendileridir ama bilmezler
14 Onlar iman edenlere rastladıkları vakit: İnandıkderler Fakat şeytanlarıyle yalnız kaldıkları zaman: Biz, sizinle beraberiz, biz yalnızca (onlarla) alay ediyoruzderler
15 (Esas) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir
16 İşte onlar o kimselerdir ancak, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, içten yolu da bulamadılar
17 Onların durumu, bir alev yakanın durumu gibidir (Alev) çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların (gözlerinin) nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler
18 (Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler Bundan Böyle (hakka) dönmezler
19 Yoksa (onların durumu), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek(ler) bulunan bir yağmur(a tutulmuşun hali) gibidir Yıldırımlardan vefat etmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar Ama Allah, inkârcıları iyice kuşatmıştır
20 O şimşek nerdeyse gözlerini (n nûrunu) kapıverecek Önlerini aydınlattımı ışığında yürürler, karanlık üzerlerine çöktümü de dikilip kalırlar Allah dilemiş olsaydı işitmelerini, görmelerini de alıverirdi Kuşkusuz Allah her şeye kâdirdir
21 Ey halk müziği! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin oysa (Allah'ın) azabından korunasınız
22 O (Rabb) oysa yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı Öyleyse siz de, mahsus, Allah'a eşler koşmayın
23 Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den kararsızlık içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer dürüst iseniz
24 Yok yapamadıysanız, ki hiçbir vakit yapamayacaksınız, o halde yakıtı millet ve taşlar olan, inkârcılar için hazır ateşten sakının
25 İnanıp yardımcı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: Bu daha önce de rızıklandığımız şeydirderler ve o rızık birbirinin güya edinmek üzere, kendilerine sunulacak Orada fazla pak zevceler de onların Hem onlar orada ebedî kalacaklar
26 Kesin ama Allah bir sivri sineği, hatta daha üstününü örnek getirmekten çekinmez İman edenler bilirler ki, o kuşkusuz haktır, Rabb'lerındandır Ama küfre saplananlar: Allah böyle bir örnek ile ne aramak istedi?derler Allah onunla birçoklarını şaşırtır, yine onunla birçoklarını yola getirir Onunla ancak o fasıkları şaşırtır
27 Onlar ancak, laf verip andlaştıktan sonradan Allah'a verdikleri sözü bozarlar Allah'ın birleştirmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar İşte zarara uğrayanlar onlardır
28 Allah'ı nasıl inkâr edersiniz ama, ölü idiniz sizleri diriltti Daha Sonra sizleri yine öldürecek, sonradan yeniden diriltecek, sonradan da döndürülüp ona götürüleceksiniz
29 O oysa, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı Sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi O, her şeyi bilir
30 Bir Zamanlar Rabb'in meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağımdemişti (): A! Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Ama biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruzdediler (Rabb'in): Ben sizin bilmediklerinizi bilirimdedi
31 Ve Âdem'e isimlerin hepsini öğretti, daha sonra onları meleklere gösterip: Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verindedi
32 Dediler ancak: Yücesin sen (ya Rab!) Bizim, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur Kuşkusuz sen bilensin, hakîmsin
33 (Allah): Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber verdedi Bu dikte üzerine Âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (Allah): Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da, içinizde gizlediğinizi de bilirimdememiş miydim?dedi
34 Ve o vakit meleklere: Âdem'e secde edin!dedik, hemencecik secde ettiler Yalnız Iblis dayattı, kibrine yediremedi, inkârcılardan oldu
35 Dedik ki: Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yahut zalimlerden olursunuz
36 Bunun üstüne şeytan onları(n ayağını) oradan kaydırdı, içinde bulundukları (cennet yurdu)ndan çıkardı Biz de: Birbirinize düşman olarak inin, orada açıklanmış bir vakte kadar sizin için bir karar yeri ve bir nasib vardırdedik
37 Derken Âdem Rabb'ından birtakım kelimeler aldı, (onlarla tevbe etti O da) tevbesini kabul etti Emin O, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir
38 Onlara dedik ancak: Hepiniz oradan inin Size benim tarafımdan bir hidayet rehberi geldiğinde, kim o hidayetçimin izinde giderse, onlar için hiçbir dehşet yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır
39 İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennem ehlidirler Orada ebedî olarak kalacaklardır
40 Ey İsrailoğulları, size verdiğim nimetimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü tutun fakat, ben de size verdiğim sözü tutayım ve sadece benden korkun!
41 Yanınızdakini (Tevrat'ı) onay edici olarak indirdiğim (Kur'ân)a iman edin, O'nu, red edenlerin ilki siz olmayın, benim âyetlerimi birkaç paraya değişmeyin Ama benden korkun
42 Hakk'ı batıla karıştırıp da, bilerek hakkı gizlemeyin
43 Hem namazı doğruca kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin
44 İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab (Tevrat)ı okuyorsunuz Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?
45 Üstelik sabırla, namazla destek isteyin Kuşkusuz bu, (Allah'a) saygılı olanlardan başkasına ağır kazanç
46 Onlar ama, Rablerine kavuşacaklarını ve sahiden O'na döneceklerini bilirler
47 Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve bir zamanlar sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın
48 Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir destek da yapılmaz
49 (Keza hatırlayın ancak bir vakit) sizi Firavun ailesinden de kurtardık, (onlar) size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı Ve bunda size Rabbiniz göre büyük bir sınav vardı
*