iltasyazilim
FD Üye
NOT: YAZININ UZUN OLMASINA KARŞIN; 510 DK AYRILARAK, ANLAŞILIR ŞEKİLDE OKUNABİLECEK KADAR AKICI VE ÖĞRETİCİ BİR YAZI OLDUĞUNU BELİRTMEK İSTERİM
Hz İsa'nın Allah Katına alınışı
ediüzzaman, Mektubat isimli eserinin girişinde 3 hayat tabakasından bahseder: Bunlardan birincisi tüm insanların şu an yaşadığı hayat tabakasıdır İkincisi ise Hz Hızır'ın yaşadığı hayattır Bediüzzaman bu hayatı bir vakitte pek çok yerlerde bulunabilirler Bizim gibi beşeriyet levazımatıyla daimî mukayyed değillerdir Bazan istedikleri vakit bizim gibi yerler, içerler; fakat bizim gibi mecbur değillerdirşeklinde açıklar Üçüncüsü ise Hz İsa'nın bulunduğu hayat tabakasıdır
Üstad Bediüzzaman bu hayatla ilgili şu önemli açıklamaları yapmıştır: (1) Üçüncü Tabakai Hayat: Hazreti İdris ve İsa (as)'ın tabakai hayatlarıdır ki, beşeriyet levazımatından (gerekli olanlar) tecerrüd (ayrılma, temizlenme) ile, melek hayatı gibi bir hayata girerek nuranî bir letafet kesbeder (güzellik kazanır) Âdeta bedeni misalî letafetinde ve cesedi necmî nuraniyetinde olan cismi dünyevîleriyle semavatta bulunurlar (Mektubat, s 6)
Bediüzzaman bu sözünde Hz İsa'nın insanların hayatlarını devam ettirmek için gerek duydukları herşeyden uzaklaştığını, meleklerinkine benzer bir hayata kavuşup nurani bir güzellik kazandığını ifade etmektedir Hz İsa'nın bir yıldız gibi parlayan ve eşsiz güzellikte olan dünyadaki bedeniyle gökyüzünde bulunduğunu açıklamaktadır
Bediüzzaman Said Nursi'nin dikkat çektiği bir diğer önemli konu ise Hz İsa'nın ikinci kez dünyaya gelişi hakkında şüphe içinde olan çevrelerdir Bediüzzaman açıklamalarında tüm kainatı yoktan var eden, herşeye kadir olan Rabbimiz'in Hz İsa'yı ikinci kez dünyaya getirmeye muktedir olduğunu hatırlatmaktadır (2) Evet her vakit semavattan melaikeleri yere gönderen ve bazı vakitte insan suretine vaz'eden (Hazreti Cibril'in Dıhyesuretine girmesi gibi) ve ruhanîleri âlemi ervahtan (ruhlar aleminden) gönderip beşer suretine temessül ettiren, hattâ ölmüş evliyaların çoklarının ervahlarını (ruhlarını) cesedi misaliyle dünyaya gönderen bir Hakîmi Zülcelal, Hazreti İsa aleyhisselâm'ı, İsa dinine ait en mühim bir hüsnü hâtimesi (güzel netice) için, değil semai dünyada cesediyle bulunan ve hayatta olan Hazreti İsa, belki âlemi âhiretin en uzak köşesine gitseydi ve hakikaten ölseydi, yine şöyle bir neticei azîme için ona yeniden cesed giydirip dünyaya göndermek, o Hakîm'in hikmetinden uzak değil belki onun hikmeti öyle iktiza ettiği için (gerektiği için) va'detmiş ve va'dettiği için elbette gönderecek (Mektubat, 15 Mektup, s 5657)
Bediüzzaman bu sözünde melekleri insan suretinde yeryüzüne gönderen, kainattaki bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm boyutların tek sahibi olan, alemlerin Rabbi olan Allah'ın Hz İsa'yı da istediği surette yeniden dünyaya geri getirebileceğini söyler Hz İsa'nın böyle önemli bir dönemde ve böyle şerefli bir görev için yeniden dünyaya geleceğini vaat eden Rabbimiz, mutlaka vaadini yerine getirecektir
Hz İsa geldiğinde imanın nuru ile tanınır
(1) Hz İsa'nın dünyaya ikinci kez geldiğinde nasıl tanınacağı konusu her zaman merak konusu olmuştur Bediüzzaman eserlerinde bu konuyu da açıklamakta, Hz İsa'nın imanın nuru ile tanınacağını söylemektedir Üstad'ın üzerinde durduğu bir diğer konu ise, Hz İsa'yı herkesin tanıyamayacağı, sadece ona yakın olan kişilerin ve imanda derinleşmiş olanların onu tanıyabilecekleridir Hazreti İsa aleyhisselâm geldiği vakit, herkes onun hakikî İsa olduğunu bilmek lâzım değildir Onun mukarreb (yakınları) ve havassı (dindarlar ve manevi derecesinde yüksekler), nuru iman ile onu tanır Yoksa bedahet (aşikarlık) derecesinde herkes onu tanımayacaktır (Mektubat, 15 Mektup, s 5657)
(2) Bediüzzaman bir diğer açıklamasında Hz İsa'yı tanıyanların sayıca çok az olacaklarından, dünya üzerindeki dinsiz güçlerin çok daha güçlü olacağından bahsetmektedir: Rivayette var ki: İsa aleyhisselâm Deccal'ı öldürdüğü münasebetiyle Deccal'ın fevkalâde büyük ve minareden daha yüksek bir azameti heykelde ve Hazreti İsa aleyhisselâm ona nisbeten çok küçük bulunduğunugösterir Bunun bir tevili şu olmak gerektir ki: İsa aleyhisselâm'ı nuru iman ile tanıyan ve tâbi' olan cemaatı ruhaniyei mücahidînin kemmiyeti (miktarı), Deccal'ın mektebce ve askerce ilmî ve maddî ordularına nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir (Şualar, s 588589)
Bediüzzaman bu sözleriyle Hz İsa'ya tabi olacak olan cemaatin ilk başlarda sayıca az olacağına dikkat çekmektedir
Deccal'ın mektebce ve askerce ilmî ve maddî ordularına: Bediüzzaman bu ifadeyle Hz İsa'nın karşısında yer alacak olan dinsiz güçlerin hem eğitim kadroları, hem askeri güç, hem de maddi açıdan çok güçlü olacaklarını belirtmektedir Bu eğitim merkezlerinde insanları din ahlakından uzaklaştıran, dinsizliğe teşvik eden bir öğrenim verilirken, askeri kadrolar da aynı dinsiz fikir sistemlerinin yaygınlaşması için çaba sarf etmektedirler
cemaatı ruhaniyei mücahidînin: Bu ifadeyle Hz İsa'ya tabi olan topluluğu tarif etmektedir Cemaatifadesiyle bu kişilerin birarada olduklarına, birlikte hareket ettiklerine işaret edilmektedir Bu cemaatdinsiz güçlerin hakim olduğu yerlerde din ahlakını hakim etmek için büyük bir çaba sarf edecek, ihlasla Allah yolunda çalışacaktır Eğitim sisteminde ve askeri kadroların yardımıyla oluşturulan dinsiz anlayışı etkisiz kılmak için büyük bir fikri mücadele yürütecektir Ruhaniifadesi ise bu cemaattekilerin samimi iman etmiş, olayların görünen yönlerinin yanısıra batıni yönlerini de yaşayan bir topluluk olduğuna dikkat çekmektedir Mücahidinkelimesi ise bu cemaatin Allah yolunda çaba sarf eden, Allah'ın dinini yaymak için dünya çapında büyük bir tebliğ faaliyeti yürüten bir topluluk olduğuna işarettir
Hz İsa İslam diniyle hükmedecek, Kuran'a tabi olacak
Bediüzzaman Said Nursi, dinsiz ideolojilerin hakim olduğu böyle bir dönemde Hz İsa'nın yeniden dünyaya döneceğini müjdelemektedir Üstad'ın aşağıdaki sözlerinde haber verdiği gibi, Hz İsa yeryüzüne ikinci kez gelişinde Kuran'la hükmedecek, Kuran'a tabi olacaktır Hıristiyanlık ile Müslümanlık birleşerek dinsizlik akımına karşı Kuran ahlakını yaşayarak üstün geleceklerdir Risalei Nur'da bu konuyla ilgili aktarılanlar şöyledir: (1) Ahir zamanda Hazreti İsa (as) gelecek, Şeriatı Muhammediye (ASM) ile amel edecek mealindeki hadîsin sırrı şudur ki: Ahir zamanda felsefei tabiiyenin (tabiat felsefesi) verdiği cereyanı küfrîye (inkarcı hareket) ve inkârı uluhiyete (Allah'ı inkar) karşı İsevîlik dini tasaffi ederek (arınarak) ve hurafattan tecerrüd edip (hurafelerden temizlenip) İslâmiyete inkılab edeceği bir sırada, nasıl ki İsevîlik şahsı manevîsi, vahyi semavî kılıncıyla o müdhiş dinsizliğin şahsı manevîsini öldürür; öyle de Hazreti İsa (as), İsevîlik şahsı manevîsini temsil ederek, dinsizliğin şahsı manevîsini temsil eden Deccal'ı öldürür yani inkârı uluhiyet fikrini öldürecek (Mektubat, s 6)
felsefei tabiiyenin verdiği cereyanı küfrîye ve inkârı uluhiyete (Allah'ı inkar) karşı: Bediüzzaman Hz İsa'nın Darwinizm'in meydana getirdiği inkarcı harekete ve Allah'ın varlığını inkar edenlere karşı büyük bir mücadele yürüteceğini belirtmektedir
İsevîlik dini tasaffi ederek (arınarak) ve hurafattan tecerrüd edip İslâmiyete inkılab edeceğiBediüzzaman bu hikmetli açıklamasında Hz İsa'nın ahir zamanda tekrar dünyaya geldiğinde İslam dininin gereklerine göre hareket edeceği yönündeki hadisi tefsir etmektedir Hz İsa'nın mücadelesi çeşitli hurafeler ve geleneklerle özünden uzaklaşan Hıristiyanlığın özüne dönmesi ile başlayacaktır Hz İsa Hıristiyanlığı tüm batıl hurafelerden temizleyecek ve daha sonra da İslamiyete dönecektir
Böylece Hıristiyanlar ve Müslümanlar birlik olup, dünya üzerinde çok büyük bir güç oluşturacaklardır Hz İsa bu dinsiz sistemin bütününü ifade eden Deccal'i öldürecek, inkarcı sistemleri tamamen yeryüzünden kaldıracaktır (2) İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazreti İsa (as)'ın şahsiyeti maneviyesinden ibaret olan hakiki İsevilik dini zuhur edecek, yani rahmeti ilahiyetinin semasından nuzul edecek; hali hazır Hıristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi (saflaşacak) edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaiki İslamiye ile birleşecek; manen Hıristiyanlık bir nevi İslamiyet'e inkilab edecektir (Mektubat, s 53)
Bediüzzaman yukarıdaki sözünde dinsizliği temsil eden Deccal'in görünürde çok kuvvetli olduğuna dikkat çekmektedir İşte bu dönemde Hz İsa Allah'ın rahmeti sayesinde tekrar yeryüzüne gelecek ve böylece gerçek Hıristiyanlık ortaya çıkacaktır Daha önce de vurguladığımız gibi, Hz İsa'nın ilk yapacağı şey, vahyedilmesinden sonra çeşitli tahrifata uğrayan Hıristiyanlık dinini aslına döndürmek, tüm batıl uygulamaları, sapkın inanışları, aslı olmayan uygulamaları, gereksiz gelenek ve kuralları ortadan kaldırmak olacaktır İki bin yıldan bu yana özünden uzaklaşma süreci yaşamış olan Hıristiyanlığı özüne döndürebilecek olan tek kişi Hz İsa'dır Böyle bir değişim de bugüne kadar gerçekleşmemiştir
hakaiki İslamiye ile birleşecek; manen Hıristiyanlık bir nevi İslamiyet'e inkilab edecektir: Hıristiyanlığın saf haline dönerek vahyedildiği özüne geri dönüşünden sonra, Allah'ın son hak dini ve Allah Katında tek geçerli din olan İslam'ın gerçekleriyle birleşecek ve İslam'a dönüşüme başlayacaktır (3) Ve Kuran'a iktida (uymak, tabi olmak) ederek, o İsevilik şahsı manevisi tabi; ve İslamiyet, metbu (tabi olunan) makamında kalacak Dini Hak, bu iltihak neticesinde azim bir kuvvet bulacaktır Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâmiyet ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken; âlemi semavatta cismi beşerîsiyle bulunan şahsı İsa (as), o dini hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbiri Sadık (Hz Muhammed (sav)), bir Kadiri Külli Şey'in va'dine istinad ederek haber vermiştir Madem haber vermiş, haktır; madem Kadiri Külli Şey' va'detmiş, elbette yapacaktır (Mektubat, s 54)
Kuran'a iktida (uymak, tabi olmak) ederek, o İsevilik şahsı manevisi tabi; ve İslamiyet, metbu makamında kalacak: Hıristiyanlığın Hz İsa ile başlayacak olan bu dönüşümü, son kitap olan ve herkesin uymakla mükellef olduğu Kuran'a tabi olmakla neticelenecek Hz İsa'nın şahsı ve ona tabi olan Hıristiyanlık İslam'a tabi olacak
Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâmiyet ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak: Hz İsa öncülüğündeki Hıristiyanlık Kuran'a tabi olduğunda çok büyük bir güç oluşacak Çünkü günümüzde dünyanın en büyük iki dini olan Hıristiyanlık ve Müslümanlık hem siyasi, hem ekonomik hem de manevi yönden çok büyük iki kuvvettirler Bu nedenle de dinsiz ideolojiler karşısında birleştiklerinde çok büyük bir güç kazanarak dinsizlik akımlarını fikren yok edip, dağıtacaklardır İnsanları hayatlarının gerçek amacından uzaklaştıran, bencil, sevgisiz, çatışmacı bir hayata iten materyalist felsefe ve dinsizliğin dünya üzerindeki etkileri iki dinin birleşmesiyle ortadan kalkacaktır
cismi beşerîsiyle bulunan şahsı İsa (as), o dini hak cereyanının başına geçeceğini: İki dinin ittifakı ve Hıristiyanların Kuran'a tabi olması ile dünyada nüfus çoğunluğuna sahip olacak iki din, tek bir ses ve tek bir vücut gibi hareket edecek, bu hak dinin başına ise Hz İsa geçecektir Bediüzzaman bu sözünde Hz İsa'nın yeryüzüne gelip, bu hareketin başına geçeceğini Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde haber verdiğini hatırlatmış ve bu nedenle de bu haberin mutlak gerçekleşecek olan hak bir bilgi olduğunu söylemiştir
Hz İsa'nın dinsiz akımlarla olan mücadelesi
Bediüzzaman Said Nursi ahir zamanla ilgili olan açıklamalarında, iki felsefi akımın yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağını ve bu akımların dinsizliği hakim kılmak için çaba sarf edeceklerini vurgular Bu akımlardan birincisi İslam ahlakını içten tahrip etmeye çalışacaktır İkincisi ise Allah'ı açıkça inkar eden, maddenin ezelden beri var olduğunu, sonsuza kadar da var olacağını öne süren ve canlılığın cansızlıktan tesadüfen ortaya çıktığını savunan maddeci ve tabiatçı anlayış, yani materyalizm ve natüralizmdir (Natüralizm, Darwin'in evrim teorisinin felsefi boyutu olarak da bilinir)
Bu tanımlama elbette Allah'ın varlığını inkar eden bütün fikir akımlarına da temel teşkil etmiştir Materyalistler tarihin en eski çağlarından beri bütün hak dinlere karşı cephe almışlar, bu yolda karşılarına çıkanlarla mücadele etmiş, halklara zulmetmiş, savaşlar çıkarmış, her türlü yozlaşmanın en ön safhalarında yer almışlardır Hz İsa da yeryüzüne tekrar döndüğünde bu materyalist ve Darwinist anlayışla mücadele edecek ve Allah'ın izniyle onlara karşı galip gelecektir
(1) Bediüzzaman, külliyatında bu materyalist akıma şöyle dikkat çekmektedir: Tabiiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüd eden bir cereyanı Nemrudane, gittikçe ahir zamanda felsefei maddiye vasıtasıyla intişar ederek kuvvet bulup, uluhiyeti inkâr edecek bir dereceye gelir Allah'ı inkâr eden o cereyan efradları, birer küçük Nemrud hükmünde nefislerine birer rububiyet (İlahlık) verir Ve onların başına geçen en büyükleri, ispirtizma (ölülerle haberleşmenin mümkün olduğuna inanan görüş) ve manyetizmanın (bazı hareketlerle başkasını etkilemehipnotizma) hâdisatı nev'inden müdhiş hârikalara mazhar olan Deccal ise; daha ileri gidip, cebbarane surî (dış görünüşe ait) hükûmetini bir nevi rububiyet tasavvur edip uluhiyetini ilân eder (Mektubat, 15 Mektup, 56)
Bediüzzaman bu sözünde tabiiyyun ve maddiyyun felsefelerinin toplum üzerindeki yıkıcı etkileri üzerinde durmaktadır Üstad'ın tabiatçılık yani tabiata tapma ve maddecilik yani sadece maddenin varlığını kabul etme hastalığıolarak tanımlayabileceğimiz bu ifadesi, dinsizliğin temelini oluşturan materyalizm ve Darwinizm'e dikkat çekmektedir Ahir zamanda bu iki felsefe maddeci felsefe vasıtasıyla tüm dünyada yayılacak, Allah'ın varlığını açıkça inkar eder bir hal alacaktır Bu akımların mensupları Allah'ın sonsuz güç ve kudretini inkar edip, kendilerinin müstakil güçlere sahip oldukları vehmine kapılırlar
(2) Bediüzzaman Deccal ve oluşturduğu dinsiz kuvvet ile ilgili şu tariflerde bulunmaktadır: Hem âlemi insaniyette inkârı uluhiyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesatı beşeriyeyi zîr ü zeber (karma karışık) eden Deccal komitesini, Hazreti İsa (as)'ın dini hakikîsini İslâmiyet'in hakikatıyla birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemaatı namı altında ve Müslüman İsevîleriünvanına lâyık bir cem'iyet, o Deccal komitesini, Hazreti İsa (as)'ın riyaseti altında öldürecek ve dağıtacak; beşeri, inkârı uluhiyetten kurtaracak (Mektubat s 441)
inkârı uluhiyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesatı beşeriyeyi zîr ü zeber: Bediüzzaman, Deccal ve onun temsil ettiği dinsiz akımları Allah'ın varlığını inkar amacıyla medeniyeti ve insanların mukaddesatlarını karıştıranbir birlik olarak tanımlamaktadır
Hazreti İsa Aleyhisselâm'ın dini hakikîsini İslâmiyet'in hakikatıyla birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemaatı namı altında ve Müslüman İsevîleriünvanına lâyık bir cem'iyet: Tüm bozulmalardan arındırılan gerçek Hıristiyanlığın İslam dini ile birleşmesi için samimiyetle, fedakarane çaba sarf eden Hz İsa ve samimi İsevileri Bediüzzaman Müslüman İsevilerolarak tanımlamaktadır Hz İsa önderliğindeki bu Müslüman İseviler cemaati, Üstad'ın Deccal şahsı manevisinde tanımladığı dinsiz fikir sistemlerini ortadan kaldıracaktır (3) O kadar kuvvetlidir ve devam eder; yalnız Hazreti İsa (AS) onu öldürebilir, başka çare olamazrivayet edilmiş Yani, onun mesleğini ve yırtıcı rejimini bozacak, öldürecek; ancak semavî ve ulvî, hâlis bir din İsevîlerde zuhur edecek ve hakikatı Kur'aniyeye iktida ve ittihad eden bu İsevî dinidir ki, Hazreti İsa (as)'ın nüzulü ile o dinsiz meslek mahvolur ölür Yoksa onun şahsı bir mikrop, bir nezle ile öldürülebilir (Şualar, s 581)
Bediüzzaman bu hikmetli sözünde Deccal'i ancak Hz İsa'nın yok edebileceğine işaret eden hadislere dikkat çekmiştir Deccal'in yerleşik düzenini, saldırgan rejimini ortadan kaldıracak olan, dinsizliği insanlar arasında yaymak ve mukaddesatı bozmak olarak tarif edilen mesleğini bozacak olan Hz İsa, ona tabi olan samimi İseviler ve hurafelerden sıyrılıp Kuran'a teslim olan Hıristiyanlardır Hz İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişi ile Deccal'in dinsiz mesleği ölecektir
o dinsiz meslek mahvolur ölür Yoksa onun şahsı bir mikrop, bir nezle ile öldürülebilir: Bediüzzaman burada çok önemli bir konuya dikkat çekmektedir Önemli olan dinsizliği insanlar arasında yaymak için çaba sarf eden insanları teker teker fikren etkisiz hale getirmek değil, dinsiz akımların yaşamasına imkan veren, olara sözde dayanak sağlayan tüm fikri sistemlerin ortadan kaldırılmasıdır Yoksa kişilerin teker teker fikren etkisiz hale getirilmesi çok kolaydır
(4) Sihir ve manyetizma ve ispirtizma gibi istidracî (inkarcıların inkarlarını artıran olay) hârikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden o dehşetli Deccal'ı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek; ancak hârika ve mu'cizatlı ve umumun makbulü bir zât olabilir ki: O zât, en ziyade alâkadar ve ekser insanların peygamberi olan Hazreti İsa (as)'dır (Şualar, s587)
Bediüzzaman bu sözünde de çeşitli kandırmacalarla, aldatmacalarla insanların inkarlarını daha da artırmak için çaba sarf eden dinsiz akımları ortadan kaldırabilecek, kendisine meslek edindiği bu çabasından Deccal'i döndürebilecek tek kişinin Hz İsa olduğunu belirtmektedir (5) Büyük Deccal, şeytanın iğvası (aldatma) ve hükmü ile şeriatı İseviye'nin ahkâmını kaldırıp Hıristiyanların hayatı içtimaiyelerini (sosyal hayat) idare eden rabıtaları bozarak, anarşistliğe ve Ye'cüc ve Me'cüc'e zemin hazır eder (Şualar, s 593)
Bediüzzaman dünya üzerindeki dinsiz fikir sistemlerinin tümünü birden tanımlamak için kullandığı Deccal'in, İseviliğin tüm dini hükümlerini ortadan kaldırmayı, sosyal hayatı düzenleyen tüm manevi bağlarını bozarak bu kişileri bozgunculuğa, isyankarlığa ve anarşizme teşvik eden bir akım olduğunu belirtmektedir
(6) Bediüzzaman, Hz İsa ve onunla birlikte olan İseviler'in dinsiz akımları yokedişini ise şu şekilde tanımlamaktadır:
Şahsı İsa (as)'ın kılıncı ve maktul olan şahsı Deccal'in, teşkil ettiği dehşetli maddiyunluk ve dinsizlik azametli heykeli ve şahsı manevisini mahvedecek ancak İsevi ruhanileridir ki; o ruhaniler, dini İsevi'nin hakikatini hakikati İslamiye ile mezcederek (karıştırarak) o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek (Şualar, s 493)
dehşetli maddiyunluk ve dinsizlik azametli heykeli: Bediüzzaman bu sözleriyle dünyanın dört bir yanını etkisi altına almış olan maddeci akımları çok büyük bir heykele benzetmektedir Bu heykel söz konusu akımların yerleşik ve kuvvetli olduklarına bir işaret olabilir Büyük bir heykeli yıkmak, yerinden sökmek oldukça zordur Ancak bu heykelin yıkılmasıyla maddiyunluk ve dinsizlik hem maddi hem de manevi olarak ortadan kalkacaktır
dini İsevinin hakikatini hakikati İslamiye ile mezcederek: Hz İsa ikinci kez dünyaya geldiğinde Allah'ın son kitabı olan Kuran'a tabi olacak, bozulmuş olan Hıristiyanlığı gerçek haline döndürüp gerçek İslam'la birleştirecektir
o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek: Allah'ın iki hak dini birleştiğinde geniş anlamda çok büyük bir güç kazanacaktır Dünyanın dört bir yanında hakim ideoloji olan materyalizmi fikren mağlup edecekler ve insanlar üzerindeki bütün etkisini yok edecekler
Bediüzzaman Said Nursi, Hz İsa'nın yeryüzüne ikinci kez dönüşünü anlattığı tüm açıklamalarında onun o dönemdeki tüm inkarcı sistemleri ortadan kaldıracağına ve bunu yaparken de Müslümanlarla birlikte hareket edeceğine işaret etmektedir Hz İsa, İslam dünyasındaki samimi Müslümanlarla birlik olup, inkarcı sistemin zulmünü ortadan kaldıracaktır
ALINTIDIR
Hz İsa'nın Allah Katına alınışı
ediüzzaman, Mektubat isimli eserinin girişinde 3 hayat tabakasından bahseder: Bunlardan birincisi tüm insanların şu an yaşadığı hayat tabakasıdır İkincisi ise Hz Hızır'ın yaşadığı hayattır Bediüzzaman bu hayatı bir vakitte pek çok yerlerde bulunabilirler Bizim gibi beşeriyet levazımatıyla daimî mukayyed değillerdir Bazan istedikleri vakit bizim gibi yerler, içerler; fakat bizim gibi mecbur değillerdirşeklinde açıklar Üçüncüsü ise Hz İsa'nın bulunduğu hayat tabakasıdır
Üstad Bediüzzaman bu hayatla ilgili şu önemli açıklamaları yapmıştır: (1) Üçüncü Tabakai Hayat: Hazreti İdris ve İsa (as)'ın tabakai hayatlarıdır ki, beşeriyet levazımatından (gerekli olanlar) tecerrüd (ayrılma, temizlenme) ile, melek hayatı gibi bir hayata girerek nuranî bir letafet kesbeder (güzellik kazanır) Âdeta bedeni misalî letafetinde ve cesedi necmî nuraniyetinde olan cismi dünyevîleriyle semavatta bulunurlar (Mektubat, s 6)
Bediüzzaman bu sözünde Hz İsa'nın insanların hayatlarını devam ettirmek için gerek duydukları herşeyden uzaklaştığını, meleklerinkine benzer bir hayata kavuşup nurani bir güzellik kazandığını ifade etmektedir Hz İsa'nın bir yıldız gibi parlayan ve eşsiz güzellikte olan dünyadaki bedeniyle gökyüzünde bulunduğunu açıklamaktadır
Bediüzzaman Said Nursi'nin dikkat çektiği bir diğer önemli konu ise Hz İsa'nın ikinci kez dünyaya gelişi hakkında şüphe içinde olan çevrelerdir Bediüzzaman açıklamalarında tüm kainatı yoktan var eden, herşeye kadir olan Rabbimiz'in Hz İsa'yı ikinci kez dünyaya getirmeye muktedir olduğunu hatırlatmaktadır (2) Evet her vakit semavattan melaikeleri yere gönderen ve bazı vakitte insan suretine vaz'eden (Hazreti Cibril'in Dıhyesuretine girmesi gibi) ve ruhanîleri âlemi ervahtan (ruhlar aleminden) gönderip beşer suretine temessül ettiren, hattâ ölmüş evliyaların çoklarının ervahlarını (ruhlarını) cesedi misaliyle dünyaya gönderen bir Hakîmi Zülcelal, Hazreti İsa aleyhisselâm'ı, İsa dinine ait en mühim bir hüsnü hâtimesi (güzel netice) için, değil semai dünyada cesediyle bulunan ve hayatta olan Hazreti İsa, belki âlemi âhiretin en uzak köşesine gitseydi ve hakikaten ölseydi, yine şöyle bir neticei azîme için ona yeniden cesed giydirip dünyaya göndermek, o Hakîm'in hikmetinden uzak değil belki onun hikmeti öyle iktiza ettiği için (gerektiği için) va'detmiş ve va'dettiği için elbette gönderecek (Mektubat, 15 Mektup, s 5657)
Bediüzzaman bu sözünde melekleri insan suretinde yeryüzüne gönderen, kainattaki bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm boyutların tek sahibi olan, alemlerin Rabbi olan Allah'ın Hz İsa'yı da istediği surette yeniden dünyaya geri getirebileceğini söyler Hz İsa'nın böyle önemli bir dönemde ve böyle şerefli bir görev için yeniden dünyaya geleceğini vaat eden Rabbimiz, mutlaka vaadini yerine getirecektir
Hz İsa geldiğinde imanın nuru ile tanınır
(1) Hz İsa'nın dünyaya ikinci kez geldiğinde nasıl tanınacağı konusu her zaman merak konusu olmuştur Bediüzzaman eserlerinde bu konuyu da açıklamakta, Hz İsa'nın imanın nuru ile tanınacağını söylemektedir Üstad'ın üzerinde durduğu bir diğer konu ise, Hz İsa'yı herkesin tanıyamayacağı, sadece ona yakın olan kişilerin ve imanda derinleşmiş olanların onu tanıyabilecekleridir Hazreti İsa aleyhisselâm geldiği vakit, herkes onun hakikî İsa olduğunu bilmek lâzım değildir Onun mukarreb (yakınları) ve havassı (dindarlar ve manevi derecesinde yüksekler), nuru iman ile onu tanır Yoksa bedahet (aşikarlık) derecesinde herkes onu tanımayacaktır (Mektubat, 15 Mektup, s 5657)
(2) Bediüzzaman bir diğer açıklamasında Hz İsa'yı tanıyanların sayıca çok az olacaklarından, dünya üzerindeki dinsiz güçlerin çok daha güçlü olacağından bahsetmektedir: Rivayette var ki: İsa aleyhisselâm Deccal'ı öldürdüğü münasebetiyle Deccal'ın fevkalâde büyük ve minareden daha yüksek bir azameti heykelde ve Hazreti İsa aleyhisselâm ona nisbeten çok küçük bulunduğunugösterir Bunun bir tevili şu olmak gerektir ki: İsa aleyhisselâm'ı nuru iman ile tanıyan ve tâbi' olan cemaatı ruhaniyei mücahidînin kemmiyeti (miktarı), Deccal'ın mektebce ve askerce ilmî ve maddî ordularına nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir (Şualar, s 588589)
Bediüzzaman bu sözleriyle Hz İsa'ya tabi olacak olan cemaatin ilk başlarda sayıca az olacağına dikkat çekmektedir
Deccal'ın mektebce ve askerce ilmî ve maddî ordularına: Bediüzzaman bu ifadeyle Hz İsa'nın karşısında yer alacak olan dinsiz güçlerin hem eğitim kadroları, hem askeri güç, hem de maddi açıdan çok güçlü olacaklarını belirtmektedir Bu eğitim merkezlerinde insanları din ahlakından uzaklaştıran, dinsizliğe teşvik eden bir öğrenim verilirken, askeri kadrolar da aynı dinsiz fikir sistemlerinin yaygınlaşması için çaba sarf etmektedirler
cemaatı ruhaniyei mücahidînin: Bu ifadeyle Hz İsa'ya tabi olan topluluğu tarif etmektedir Cemaatifadesiyle bu kişilerin birarada olduklarına, birlikte hareket ettiklerine işaret edilmektedir Bu cemaatdinsiz güçlerin hakim olduğu yerlerde din ahlakını hakim etmek için büyük bir çaba sarf edecek, ihlasla Allah yolunda çalışacaktır Eğitim sisteminde ve askeri kadroların yardımıyla oluşturulan dinsiz anlayışı etkisiz kılmak için büyük bir fikri mücadele yürütecektir Ruhaniifadesi ise bu cemaattekilerin samimi iman etmiş, olayların görünen yönlerinin yanısıra batıni yönlerini de yaşayan bir topluluk olduğuna dikkat çekmektedir Mücahidinkelimesi ise bu cemaatin Allah yolunda çaba sarf eden, Allah'ın dinini yaymak için dünya çapında büyük bir tebliğ faaliyeti yürüten bir topluluk olduğuna işarettir
Hz İsa İslam diniyle hükmedecek, Kuran'a tabi olacak
Bediüzzaman Said Nursi, dinsiz ideolojilerin hakim olduğu böyle bir dönemde Hz İsa'nın yeniden dünyaya döneceğini müjdelemektedir Üstad'ın aşağıdaki sözlerinde haber verdiği gibi, Hz İsa yeryüzüne ikinci kez gelişinde Kuran'la hükmedecek, Kuran'a tabi olacaktır Hıristiyanlık ile Müslümanlık birleşerek dinsizlik akımına karşı Kuran ahlakını yaşayarak üstün geleceklerdir Risalei Nur'da bu konuyla ilgili aktarılanlar şöyledir: (1) Ahir zamanda Hazreti İsa (as) gelecek, Şeriatı Muhammediye (ASM) ile amel edecek mealindeki hadîsin sırrı şudur ki: Ahir zamanda felsefei tabiiyenin (tabiat felsefesi) verdiği cereyanı küfrîye (inkarcı hareket) ve inkârı uluhiyete (Allah'ı inkar) karşı İsevîlik dini tasaffi ederek (arınarak) ve hurafattan tecerrüd edip (hurafelerden temizlenip) İslâmiyete inkılab edeceği bir sırada, nasıl ki İsevîlik şahsı manevîsi, vahyi semavî kılıncıyla o müdhiş dinsizliğin şahsı manevîsini öldürür; öyle de Hazreti İsa (as), İsevîlik şahsı manevîsini temsil ederek, dinsizliğin şahsı manevîsini temsil eden Deccal'ı öldürür yani inkârı uluhiyet fikrini öldürecek (Mektubat, s 6)
felsefei tabiiyenin verdiği cereyanı küfrîye ve inkârı uluhiyete (Allah'ı inkar) karşı: Bediüzzaman Hz İsa'nın Darwinizm'in meydana getirdiği inkarcı harekete ve Allah'ın varlığını inkar edenlere karşı büyük bir mücadele yürüteceğini belirtmektedir
İsevîlik dini tasaffi ederek (arınarak) ve hurafattan tecerrüd edip İslâmiyete inkılab edeceğiBediüzzaman bu hikmetli açıklamasında Hz İsa'nın ahir zamanda tekrar dünyaya geldiğinde İslam dininin gereklerine göre hareket edeceği yönündeki hadisi tefsir etmektedir Hz İsa'nın mücadelesi çeşitli hurafeler ve geleneklerle özünden uzaklaşan Hıristiyanlığın özüne dönmesi ile başlayacaktır Hz İsa Hıristiyanlığı tüm batıl hurafelerden temizleyecek ve daha sonra da İslamiyete dönecektir
Böylece Hıristiyanlar ve Müslümanlar birlik olup, dünya üzerinde çok büyük bir güç oluşturacaklardır Hz İsa bu dinsiz sistemin bütününü ifade eden Deccal'i öldürecek, inkarcı sistemleri tamamen yeryüzünden kaldıracaktır (2) İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazreti İsa (as)'ın şahsiyeti maneviyesinden ibaret olan hakiki İsevilik dini zuhur edecek, yani rahmeti ilahiyetinin semasından nuzul edecek; hali hazır Hıristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi (saflaşacak) edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaiki İslamiye ile birleşecek; manen Hıristiyanlık bir nevi İslamiyet'e inkilab edecektir (Mektubat, s 53)
Bediüzzaman yukarıdaki sözünde dinsizliği temsil eden Deccal'in görünürde çok kuvvetli olduğuna dikkat çekmektedir İşte bu dönemde Hz İsa Allah'ın rahmeti sayesinde tekrar yeryüzüne gelecek ve böylece gerçek Hıristiyanlık ortaya çıkacaktır Daha önce de vurguladığımız gibi, Hz İsa'nın ilk yapacağı şey, vahyedilmesinden sonra çeşitli tahrifata uğrayan Hıristiyanlık dinini aslına döndürmek, tüm batıl uygulamaları, sapkın inanışları, aslı olmayan uygulamaları, gereksiz gelenek ve kuralları ortadan kaldırmak olacaktır İki bin yıldan bu yana özünden uzaklaşma süreci yaşamış olan Hıristiyanlığı özüne döndürebilecek olan tek kişi Hz İsa'dır Böyle bir değişim de bugüne kadar gerçekleşmemiştir
hakaiki İslamiye ile birleşecek; manen Hıristiyanlık bir nevi İslamiyet'e inkilab edecektir: Hıristiyanlığın saf haline dönerek vahyedildiği özüne geri dönüşünden sonra, Allah'ın son hak dini ve Allah Katında tek geçerli din olan İslam'ın gerçekleriyle birleşecek ve İslam'a dönüşüme başlayacaktır (3) Ve Kuran'a iktida (uymak, tabi olmak) ederek, o İsevilik şahsı manevisi tabi; ve İslamiyet, metbu (tabi olunan) makamında kalacak Dini Hak, bu iltihak neticesinde azim bir kuvvet bulacaktır Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâmiyet ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken; âlemi semavatta cismi beşerîsiyle bulunan şahsı İsa (as), o dini hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbiri Sadık (Hz Muhammed (sav)), bir Kadiri Külli Şey'in va'dine istinad ederek haber vermiştir Madem haber vermiş, haktır; madem Kadiri Külli Şey' va'detmiş, elbette yapacaktır (Mektubat, s 54)
Kuran'a iktida (uymak, tabi olmak) ederek, o İsevilik şahsı manevisi tabi; ve İslamiyet, metbu makamında kalacak: Hıristiyanlığın Hz İsa ile başlayacak olan bu dönüşümü, son kitap olan ve herkesin uymakla mükellef olduğu Kuran'a tabi olmakla neticelenecek Hz İsa'nın şahsı ve ona tabi olan Hıristiyanlık İslam'a tabi olacak
Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevîlik ve İslâmiyet ittihad neticesinde, dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak: Hz İsa öncülüğündeki Hıristiyanlık Kuran'a tabi olduğunda çok büyük bir güç oluşacak Çünkü günümüzde dünyanın en büyük iki dini olan Hıristiyanlık ve Müslümanlık hem siyasi, hem ekonomik hem de manevi yönden çok büyük iki kuvvettirler Bu nedenle de dinsiz ideolojiler karşısında birleştiklerinde çok büyük bir güç kazanarak dinsizlik akımlarını fikren yok edip, dağıtacaklardır İnsanları hayatlarının gerçek amacından uzaklaştıran, bencil, sevgisiz, çatışmacı bir hayata iten materyalist felsefe ve dinsizliğin dünya üzerindeki etkileri iki dinin birleşmesiyle ortadan kalkacaktır
cismi beşerîsiyle bulunan şahsı İsa (as), o dini hak cereyanının başına geçeceğini: İki dinin ittifakı ve Hıristiyanların Kuran'a tabi olması ile dünyada nüfus çoğunluğuna sahip olacak iki din, tek bir ses ve tek bir vücut gibi hareket edecek, bu hak dinin başına ise Hz İsa geçecektir Bediüzzaman bu sözünde Hz İsa'nın yeryüzüne gelip, bu hareketin başına geçeceğini Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde haber verdiğini hatırlatmış ve bu nedenle de bu haberin mutlak gerçekleşecek olan hak bir bilgi olduğunu söylemiştir
Hz İsa'nın dinsiz akımlarla olan mücadelesi
Bediüzzaman Said Nursi ahir zamanla ilgili olan açıklamalarında, iki felsefi akımın yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağını ve bu akımların dinsizliği hakim kılmak için çaba sarf edeceklerini vurgular Bu akımlardan birincisi İslam ahlakını içten tahrip etmeye çalışacaktır İkincisi ise Allah'ı açıkça inkar eden, maddenin ezelden beri var olduğunu, sonsuza kadar da var olacağını öne süren ve canlılığın cansızlıktan tesadüfen ortaya çıktığını savunan maddeci ve tabiatçı anlayış, yani materyalizm ve natüralizmdir (Natüralizm, Darwin'in evrim teorisinin felsefi boyutu olarak da bilinir)
Bu tanımlama elbette Allah'ın varlığını inkar eden bütün fikir akımlarına da temel teşkil etmiştir Materyalistler tarihin en eski çağlarından beri bütün hak dinlere karşı cephe almışlar, bu yolda karşılarına çıkanlarla mücadele etmiş, halklara zulmetmiş, savaşlar çıkarmış, her türlü yozlaşmanın en ön safhalarında yer almışlardır Hz İsa da yeryüzüne tekrar döndüğünde bu materyalist ve Darwinist anlayışla mücadele edecek ve Allah'ın izniyle onlara karşı galip gelecektir
(1) Bediüzzaman, külliyatında bu materyalist akıma şöyle dikkat çekmektedir: Tabiiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüd eden bir cereyanı Nemrudane, gittikçe ahir zamanda felsefei maddiye vasıtasıyla intişar ederek kuvvet bulup, uluhiyeti inkâr edecek bir dereceye gelir Allah'ı inkâr eden o cereyan efradları, birer küçük Nemrud hükmünde nefislerine birer rububiyet (İlahlık) verir Ve onların başına geçen en büyükleri, ispirtizma (ölülerle haberleşmenin mümkün olduğuna inanan görüş) ve manyetizmanın (bazı hareketlerle başkasını etkilemehipnotizma) hâdisatı nev'inden müdhiş hârikalara mazhar olan Deccal ise; daha ileri gidip, cebbarane surî (dış görünüşe ait) hükûmetini bir nevi rububiyet tasavvur edip uluhiyetini ilân eder (Mektubat, 15 Mektup, 56)
Bediüzzaman bu sözünde tabiiyyun ve maddiyyun felsefelerinin toplum üzerindeki yıkıcı etkileri üzerinde durmaktadır Üstad'ın tabiatçılık yani tabiata tapma ve maddecilik yani sadece maddenin varlığını kabul etme hastalığıolarak tanımlayabileceğimiz bu ifadesi, dinsizliğin temelini oluşturan materyalizm ve Darwinizm'e dikkat çekmektedir Ahir zamanda bu iki felsefe maddeci felsefe vasıtasıyla tüm dünyada yayılacak, Allah'ın varlığını açıkça inkar eder bir hal alacaktır Bu akımların mensupları Allah'ın sonsuz güç ve kudretini inkar edip, kendilerinin müstakil güçlere sahip oldukları vehmine kapılırlar
(2) Bediüzzaman Deccal ve oluşturduğu dinsiz kuvvet ile ilgili şu tariflerde bulunmaktadır: Hem âlemi insaniyette inkârı uluhiyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesatı beşeriyeyi zîr ü zeber (karma karışık) eden Deccal komitesini, Hazreti İsa (as)'ın dini hakikîsini İslâmiyet'in hakikatıyla birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemaatı namı altında ve Müslüman İsevîleriünvanına lâyık bir cem'iyet, o Deccal komitesini, Hazreti İsa (as)'ın riyaseti altında öldürecek ve dağıtacak; beşeri, inkârı uluhiyetten kurtaracak (Mektubat s 441)
inkârı uluhiyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesatı beşeriyeyi zîr ü zeber: Bediüzzaman, Deccal ve onun temsil ettiği dinsiz akımları Allah'ın varlığını inkar amacıyla medeniyeti ve insanların mukaddesatlarını karıştıranbir birlik olarak tanımlamaktadır
Hazreti İsa Aleyhisselâm'ın dini hakikîsini İslâmiyet'in hakikatıyla birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemaatı namı altında ve Müslüman İsevîleriünvanına lâyık bir cem'iyet: Tüm bozulmalardan arındırılan gerçek Hıristiyanlığın İslam dini ile birleşmesi için samimiyetle, fedakarane çaba sarf eden Hz İsa ve samimi İsevileri Bediüzzaman Müslüman İsevilerolarak tanımlamaktadır Hz İsa önderliğindeki bu Müslüman İseviler cemaati, Üstad'ın Deccal şahsı manevisinde tanımladığı dinsiz fikir sistemlerini ortadan kaldıracaktır (3) O kadar kuvvetlidir ve devam eder; yalnız Hazreti İsa (AS) onu öldürebilir, başka çare olamazrivayet edilmiş Yani, onun mesleğini ve yırtıcı rejimini bozacak, öldürecek; ancak semavî ve ulvî, hâlis bir din İsevîlerde zuhur edecek ve hakikatı Kur'aniyeye iktida ve ittihad eden bu İsevî dinidir ki, Hazreti İsa (as)'ın nüzulü ile o dinsiz meslek mahvolur ölür Yoksa onun şahsı bir mikrop, bir nezle ile öldürülebilir (Şualar, s 581)
Bediüzzaman bu hikmetli sözünde Deccal'i ancak Hz İsa'nın yok edebileceğine işaret eden hadislere dikkat çekmiştir Deccal'in yerleşik düzenini, saldırgan rejimini ortadan kaldıracak olan, dinsizliği insanlar arasında yaymak ve mukaddesatı bozmak olarak tarif edilen mesleğini bozacak olan Hz İsa, ona tabi olan samimi İseviler ve hurafelerden sıyrılıp Kuran'a teslim olan Hıristiyanlardır Hz İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişi ile Deccal'in dinsiz mesleği ölecektir
o dinsiz meslek mahvolur ölür Yoksa onun şahsı bir mikrop, bir nezle ile öldürülebilir: Bediüzzaman burada çok önemli bir konuya dikkat çekmektedir Önemli olan dinsizliği insanlar arasında yaymak için çaba sarf eden insanları teker teker fikren etkisiz hale getirmek değil, dinsiz akımların yaşamasına imkan veren, olara sözde dayanak sağlayan tüm fikri sistemlerin ortadan kaldırılmasıdır Yoksa kişilerin teker teker fikren etkisiz hale getirilmesi çok kolaydır
(4) Sihir ve manyetizma ve ispirtizma gibi istidracî (inkarcıların inkarlarını artıran olay) hârikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden o dehşetli Deccal'ı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek; ancak hârika ve mu'cizatlı ve umumun makbulü bir zât olabilir ki: O zât, en ziyade alâkadar ve ekser insanların peygamberi olan Hazreti İsa (as)'dır (Şualar, s587)
Bediüzzaman bu sözünde de çeşitli kandırmacalarla, aldatmacalarla insanların inkarlarını daha da artırmak için çaba sarf eden dinsiz akımları ortadan kaldırabilecek, kendisine meslek edindiği bu çabasından Deccal'i döndürebilecek tek kişinin Hz İsa olduğunu belirtmektedir (5) Büyük Deccal, şeytanın iğvası (aldatma) ve hükmü ile şeriatı İseviye'nin ahkâmını kaldırıp Hıristiyanların hayatı içtimaiyelerini (sosyal hayat) idare eden rabıtaları bozarak, anarşistliğe ve Ye'cüc ve Me'cüc'e zemin hazır eder (Şualar, s 593)
Bediüzzaman dünya üzerindeki dinsiz fikir sistemlerinin tümünü birden tanımlamak için kullandığı Deccal'in, İseviliğin tüm dini hükümlerini ortadan kaldırmayı, sosyal hayatı düzenleyen tüm manevi bağlarını bozarak bu kişileri bozgunculuğa, isyankarlığa ve anarşizme teşvik eden bir akım olduğunu belirtmektedir
(6) Bediüzzaman, Hz İsa ve onunla birlikte olan İseviler'in dinsiz akımları yokedişini ise şu şekilde tanımlamaktadır:
Şahsı İsa (as)'ın kılıncı ve maktul olan şahsı Deccal'in, teşkil ettiği dehşetli maddiyunluk ve dinsizlik azametli heykeli ve şahsı manevisini mahvedecek ancak İsevi ruhanileridir ki; o ruhaniler, dini İsevi'nin hakikatini hakikati İslamiye ile mezcederek (karıştırarak) o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek (Şualar, s 493)
dehşetli maddiyunluk ve dinsizlik azametli heykeli: Bediüzzaman bu sözleriyle dünyanın dört bir yanını etkisi altına almış olan maddeci akımları çok büyük bir heykele benzetmektedir Bu heykel söz konusu akımların yerleşik ve kuvvetli olduklarına bir işaret olabilir Büyük bir heykeli yıkmak, yerinden sökmek oldukça zordur Ancak bu heykelin yıkılmasıyla maddiyunluk ve dinsizlik hem maddi hem de manevi olarak ortadan kalkacaktır
dini İsevinin hakikatini hakikati İslamiye ile mezcederek: Hz İsa ikinci kez dünyaya geldiğinde Allah'ın son kitabı olan Kuran'a tabi olacak, bozulmuş olan Hıristiyanlığı gerçek haline döndürüp gerçek İslam'la birleştirecektir
o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek: Allah'ın iki hak dini birleştiğinde geniş anlamda çok büyük bir güç kazanacaktır Dünyanın dört bir yanında hakim ideoloji olan materyalizmi fikren mağlup edecekler ve insanlar üzerindeki bütün etkisini yok edecekler
Bediüzzaman Said Nursi, Hz İsa'nın yeryüzüne ikinci kez dönüşünü anlattığı tüm açıklamalarında onun o dönemdeki tüm inkarcı sistemleri ortadan kaldıracağına ve bunu yaparken de Müslümanlarla birlikte hareket edeceğine işaret etmektedir Hz İsa, İslam dünyasındaki samimi Müslümanlarla birlik olup, inkarcı sistemin zulmünü ortadan kaldıracaktır
ALINTIDIR