nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
EBÛ ALİ SEKAFÎ HAYATI
Büyük velîlerden İsmi, Muhammed bin Abdülvehhâb, künyesi Ebû Ali Sekafî'dir Nişâbur'da doğdu Doğum târihi bilinmemektedir 939 (H 328) senesi Nişâbur'da vefât etti
Zamânındaki âlimlerden ilim tahsîl edip, neredeyse bütün ilim dallarında ihtisas sâhibi oldu Daha Sonra tasavvuf yâni mânevî bilgileri tahsil için evliyânın büyüklerinden Ebû Hafs Haddâd ve Hamdûn Kassâr'ın sohbetlerine katıldı Kısa zamanda velîlik bilgilerinde de yükselip kâmil, olgun bir zât oldu Güzel konuşması ile insanları cezbedip kendine çekerdi
Ona; kişi için en güzel hasletler nelerdir? denildi O; Birey, şu dört hasletten gâfil olmamalıdır: İlki doğru söz, ikincisi içten meslek, üçüncüsü samîmî dostluk, sonuncusu ise emânete riâyeti gözetmektirbuyurdu
Âlimlerin sohbetinde bulunmanın önemini anlatır, edebin gözetilmesinin lüzumuna işâret ederdi Bu hususta;
Bir kimse âlimlerin sohbetinde bulunur, ama onlara derin saygı etmezse, ilâhî feyz ve bereketlerden yoksun kalır ve âlimlerdeki nûrlar, kendinde görünmezbuyurdu
İlmi över, amellerin ihlâs ile yapılmasının menfaat vereceğini söylerdi Bunun için; İlim; cehâlete aleyhinde kalbin hayâtı, karanlığa karşısında gözün nûrudurbuyurdu
Allahü teâlâ, amellerden iyi olanını, iyi olanının da ihlâslı, samîmî olanını, samîmî olanının da, sâdece sünnete yerinde olanını kabûl eder
Sağlam bir dal, ama sağlam bir kökten çıkar Hemen hareketlerin afiyet ve sünnet üzere olmasını isteyen kimse, önce kalbindeki ihlâsı sıhhatli hâle getirmelidir Zîrâ zâhir amellerdeki sağlık, bâtın amellerindeki sıhhattan hâsıl olurbuyurdu
Hoş ahlâkı ile herkese örnekti Kendisine musibet edeni bağışlar ve nasihat ederdi
Kuşçuluk yapan bir komşusu vardı her zaman ona can sıkıntısı verirdi Çünkü onun evinin damına konan güvercinleri taşlayıp uçururdu Bir gün Ebû Ali Sekafî hazretleri evinin damında yerleşik Kur'ânı kerîm okuyordu Kuşçu komşusu yeniden güvercinlere taş attı Lâkin attığı taş bu defâ Ebû Ali Sekafî hazretlerinin alnına rastladı ve yardı Yüzünden aşağı kanlar akmaya başladı Etraftan bu hâli görenler; Derhal Ebû Ali hazretleri şehrin vâlisine gider, onu şikâyet eder ve zararını defeder Zîrâ vâli onun ricâsını kabûl eder Böylece hepimiz onun zarârından kurtuluruzdediler O süre Ebû Ali hazretleri hizmetkârını çağırdı ve; Evlâdım! Şu Anda şu bahçeye git ve uzunca bir çubuk yap getirbuyurdu Hizmetçi çubuğu hazırlayıp getirdi O süre; Derhal şu çubuğu kuşçu komşumuza götür ve şu güvercinleri taş atarak yok de, bu çubukla uçurmasını söylebuyurdu Hizmetçi gidip Ebû Ali Sekafî hazretlerinin sözlerini söylediğinde, kuşçu yaptıklarına pişman oldu ve özür diledi
Ebû Ali Sekafî hazretleri evliyâya aktarmak konusunda soranlara; Bir birey çeşitli ilimleri kendinde toplasa bile, bir Allah adamı kadar edep edilmedikçe evliyâlık derecelerine yükselemez Ameldeki kusurlarını ve nefsinin benliklerini birer birer gösterecek bir velîden terbiye ve edep görmeyen kimselere uyarlamak câiz ve yerinde olmazbuyurdu
Ebû Ali Sekafî hazretleri nasîhat olarak buyurdu ancak: Bir kimse dünyâya yönelirse, dünyâ meşgaleleri onun için âfettir
Bir kimsenin, nefsinin istek ve arzuları gâlip gelirse, aklı gizli kalır
Içten olmayan birinden doğruluk umma, edepsiz birinden edepli olmasını isteme
Bir talebesi kendisinden nasîhat istedi Ona; Dürüst söz, içten ve samîmi amel, dürüst ve samîmi sevgi ve emânete sadâkatten bölünmebuyurdu
HOR VE HAKİR GÖRÜYORLARDI
Ebû Ali Sekafî hazretleri anlatır: Bir gün üç erkek bir kadın göre omuzlar üzerinde taşınan bir cenâze gördüm Gittim cenâzenin kadın kadar tutulan kolunu omuzuma aldım ve mezarlığa değin götürdüm Sonra cenâze namazını kılıp defnettik Oradakilere; Size yardımda bulunacak bir diğer komşunuz yok muydu?deyince; Vardı fakat bunu hor ve hakîr görüyorlardıdediler Ben tekrar; Peki ne yapmıştı?dedim Onlar; Çünkü bu çok günahkârdıdediler Daha Sonra oradan ayrıldık Vefât eden kişiye acımıştım O gece bir rüyâ gördüm Rüyâmda biri yanıma geldi Yüzü ayın on dördü gibi parlıyordu Ayrıca fazla değerli elbiseler giymişti ve gülümseme ediyordu Kendisine; Sen kimsin?dedim Bana; Cenâze namazını kılıp defnettiğiniz, günahkâr kişiyim Insanlar kadar horlanmıştım Lâkin ulu Rabbim son ânımda bana merhâmet eyledi Hemen bu merhâmetin nîmetleri içindeyimdiye yanıt verdi
*
Büyük velîlerden İsmi, Muhammed bin Abdülvehhâb, künyesi Ebû Ali Sekafî'dir Nişâbur'da doğdu Doğum târihi bilinmemektedir 939 (H 328) senesi Nişâbur'da vefât etti
Zamânındaki âlimlerden ilim tahsîl edip, neredeyse bütün ilim dallarında ihtisas sâhibi oldu Daha Sonra tasavvuf yâni mânevî bilgileri tahsil için evliyânın büyüklerinden Ebû Hafs Haddâd ve Hamdûn Kassâr'ın sohbetlerine katıldı Kısa zamanda velîlik bilgilerinde de yükselip kâmil, olgun bir zât oldu Güzel konuşması ile insanları cezbedip kendine çekerdi
Ona; kişi için en güzel hasletler nelerdir? denildi O; Birey, şu dört hasletten gâfil olmamalıdır: İlki doğru söz, ikincisi içten meslek, üçüncüsü samîmî dostluk, sonuncusu ise emânete riâyeti gözetmektirbuyurdu
Âlimlerin sohbetinde bulunmanın önemini anlatır, edebin gözetilmesinin lüzumuna işâret ederdi Bu hususta;
Bir kimse âlimlerin sohbetinde bulunur, ama onlara derin saygı etmezse, ilâhî feyz ve bereketlerden yoksun kalır ve âlimlerdeki nûrlar, kendinde görünmezbuyurdu
İlmi över, amellerin ihlâs ile yapılmasının menfaat vereceğini söylerdi Bunun için; İlim; cehâlete aleyhinde kalbin hayâtı, karanlığa karşısında gözün nûrudurbuyurdu
Allahü teâlâ, amellerden iyi olanını, iyi olanının da ihlâslı, samîmî olanını, samîmî olanının da, sâdece sünnete yerinde olanını kabûl eder
Sağlam bir dal, ama sağlam bir kökten çıkar Hemen hareketlerin afiyet ve sünnet üzere olmasını isteyen kimse, önce kalbindeki ihlâsı sıhhatli hâle getirmelidir Zîrâ zâhir amellerdeki sağlık, bâtın amellerindeki sıhhattan hâsıl olurbuyurdu
Hoş ahlâkı ile herkese örnekti Kendisine musibet edeni bağışlar ve nasihat ederdi
Kuşçuluk yapan bir komşusu vardı her zaman ona can sıkıntısı verirdi Çünkü onun evinin damına konan güvercinleri taşlayıp uçururdu Bir gün Ebû Ali Sekafî hazretleri evinin damında yerleşik Kur'ânı kerîm okuyordu Kuşçu komşusu yeniden güvercinlere taş attı Lâkin attığı taş bu defâ Ebû Ali Sekafî hazretlerinin alnına rastladı ve yardı Yüzünden aşağı kanlar akmaya başladı Etraftan bu hâli görenler; Derhal Ebû Ali hazretleri şehrin vâlisine gider, onu şikâyet eder ve zararını defeder Zîrâ vâli onun ricâsını kabûl eder Böylece hepimiz onun zarârından kurtuluruzdediler O süre Ebû Ali hazretleri hizmetkârını çağırdı ve; Evlâdım! Şu Anda şu bahçeye git ve uzunca bir çubuk yap getirbuyurdu Hizmetçi çubuğu hazırlayıp getirdi O süre; Derhal şu çubuğu kuşçu komşumuza götür ve şu güvercinleri taş atarak yok de, bu çubukla uçurmasını söylebuyurdu Hizmetçi gidip Ebû Ali Sekafî hazretlerinin sözlerini söylediğinde, kuşçu yaptıklarına pişman oldu ve özür diledi
Ebû Ali Sekafî hazretleri evliyâya aktarmak konusunda soranlara; Bir birey çeşitli ilimleri kendinde toplasa bile, bir Allah adamı kadar edep edilmedikçe evliyâlık derecelerine yükselemez Ameldeki kusurlarını ve nefsinin benliklerini birer birer gösterecek bir velîden terbiye ve edep görmeyen kimselere uyarlamak câiz ve yerinde olmazbuyurdu
Ebû Ali Sekafî hazretleri nasîhat olarak buyurdu ancak: Bir kimse dünyâya yönelirse, dünyâ meşgaleleri onun için âfettir
Bir kimsenin, nefsinin istek ve arzuları gâlip gelirse, aklı gizli kalır
Içten olmayan birinden doğruluk umma, edepsiz birinden edepli olmasını isteme
Bir talebesi kendisinden nasîhat istedi Ona; Dürüst söz, içten ve samîmi amel, dürüst ve samîmi sevgi ve emânete sadâkatten bölünmebuyurdu
HOR VE HAKİR GÖRÜYORLARDI
Ebû Ali Sekafî hazretleri anlatır: Bir gün üç erkek bir kadın göre omuzlar üzerinde taşınan bir cenâze gördüm Gittim cenâzenin kadın kadar tutulan kolunu omuzuma aldım ve mezarlığa değin götürdüm Sonra cenâze namazını kılıp defnettik Oradakilere; Size yardımda bulunacak bir diğer komşunuz yok muydu?deyince; Vardı fakat bunu hor ve hakîr görüyorlardıdediler Ben tekrar; Peki ne yapmıştı?dedim Onlar; Çünkü bu çok günahkârdıdediler Daha Sonra oradan ayrıldık Vefât eden kişiye acımıştım O gece bir rüyâ gördüm Rüyâmda biri yanıma geldi Yüzü ayın on dördü gibi parlıyordu Ayrıca fazla değerli elbiseler giymişti ve gülümseme ediyordu Kendisine; Sen kimsin?dedim Bana; Cenâze namazını kılıp defnettiğiniz, günahkâr kişiyim Insanlar kadar horlanmıştım Lâkin ulu Rabbim son ânımda bana merhâmet eyledi Hemen bu merhâmetin nîmetleri içindeyimdiye yanıt verdi
*
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.