Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Ebû bekr verrâk

Ebû bekr verrâk
0
144

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,678
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
37
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
95
EBÛ BEKR VERRÂK HAYATI

Evliyânın meşhurlarından İsmi Muhammed bin Ömer'dir Künyesi Ebû Bekr, lakabı Verrâk'tır Doğum târihi bilinmemekte olup 893 (H280) senesinden önce vefât ettiği varsayım edilmektedir Aslen Tirmizli olup, Belh şehrine yerleşmiştir Zamânının büyük âlimlerinden ve evliyânın meşhurlarından olan Ahmed bin Hadreveyh ve Muhammed bin Ali Hâkim Tirmizî'nin derslerinde ve sohbetlerinde bulunup kemâle ermiştir Allahü teâlânın sevgili kuluydu Dünyâya ve dünyâlığa aslâ düşkünlük göstermezdi Aralıksız ibâdet eder, günahlardan kuvvetle sakınırdı Velî yetiştiren mânâsında MüeddibülEvliyâlakabıyla anılmıştır

Ebû Bekr Verrâk hazretleri şöyle anlatmıştır: Hocam Muhammed bin Ali Tirmizî bir gün bana; Seni bir yere götürmek istiyorumdeyince; Dikte sizindir efendim!dedim Sonradan birlikte yola çıktık Çok geçmeden büyük bir sahrâya ulaştık Sahrânın ortasında yeşil bir ağaç ve ağacın aşağıda bir çeşme ve çeşmenin yanında konulmuş bir taht vardı Gâyet güzel giyimli bir zât bu tahtın üzerine oturmuştu Hocam yanına yaklaşıp selâm verdi Selâmdan sonradan yerinden kalkıp hocamı yerine oturttu Bir müddet sonra başkaları sağdan soldan gelmeye başladı Nihâyet kırk birey oldu Taht üzerinde ilk gördüğümüz zât semâya işâret etti Semâdan çeşitli yiyecekler indi Bunları yedikten sonradan hocam o zâta bâzı suâller sordu tanesine uzun uzun yanıt verdi Lakin ben bir kelime bile anlayamamıştım Bir müddet sonradan hocam müsade istedi Oradan ayrıldık Döndükten daha sonra bana; Ey Ebû Bekr! Haydi git! Hiç şüphen olmasın fakat ebedî saâdete erdin!buyurdu Efendim o gittiğimiz yer neresiydi? O görüştüğümüz zât kimdi?dedim Orası Sina Çölüydü Görüştüğümüz kimse evliyânın kutbuydudedi Kısa sürede Tirmiz'den Sina Çölüne nasıl ulaştık?diye sorunca, bunun hal olduğunu ifâde eden bir yanıt verdiler

Ebû Bekr Verrâk hazretleri Ömrü boyunca Hızır'la aleyhisselâm görüşmeyi murâd ederdi Her gün kabristana gider kazanç ve giderken bir cüz Kur'ânı kerîm okurdu Bir gün tekrar bu maksatla evinden çıkarken, kapıda nûrânî yüzlü bir ihtiyar kendisine selâm verip; Benimle laflamak ister misin?diye sordu O da İsterimdeyince, berâberce konuşarak kabristana gidip geldiler Evin kapısına gelince, o nûr yüzlü ihtiyar; Bunca zamandır bakmak istediğin Hızır benim Benimle sohbet edeceğim derken bugün bir cüz Kur'ânı kerîm okumaktan mahrûm kaldın Hızır'la sohbet etmenin sonucu bu olunca, öteki insanlarla konuşmanın netîcesi ne olur?buyurdu

Biricik oğlunu mektebe gönderdi Birgün çocuğun benzinin sararıp bedeninin titrediğini fark etti Sebebini sorduğunda: Hocam bana bir âyeti kerîme öğretti O âyette cenâbı Yargı meâlen; Eğer siz (dünyâda) küfrederseniz, çocukları aksaçlı ihtiyarlara çevirecek olan bir günde (kıyâmet gününün şiddet ve azâbından) kendinizi nasıl koruyabilirsiniz?(Müzzemmil sûresi: 17) buyuruyordu Bu âyetin şiddetinden böyle oldumdedi Çocuk hastalandı Bir müddet sonra da vefât etti Babası Ebû Bekr elVerrâk oğlunun mezarının başında gözyaşları içinde kendi kendine şöyle dedi: Ey Ebû Bekr! Çocuğun bir âyet işitmekle hastalanıp can verdi Bunca yıldır Kur'ânı kerîm okur hatmedersin, sana birşey olmuyor Yoksa kalbin taş mıdır?

Ebû Bekr Verrâk hazretlerini, vefâtından sonradan rüyâda gördüler Benzi sararmış bir hâlde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu Sebebini sorduklarında; Gömülü bulunduğum şu kabristana defnedilen cenâzelerden, onda biri bile mümin olarak ölmemişbuyurdu Öldükten sonra sana nasıl muâmele edildi?diye sorduklarında: Elime bir sevap ve günah defteri verildi Bunu okurken, bilmediğim bir günahtan nedeniyle, amel defteri baştan başa simsiyah oldu Geriye kalan kısmını okuyamadım O sırada bir nidâ geldi ve; Dünyâda iken lütuf ve ihsânımız olarak bu günâhını gizlemiştik, burada izah etmek bize yakışmaz, affettikbuyruldu

Talebelerinden Bekri Sugdî; Ebû Bekri Verrâk, ibâdetini Allahü teâlâyı tâzim için yapardı Ondan karşılık almak için değilderdi

Tekrar talebelerinden Hâşimi Sugdî nakleder: Ebû Bekri Verrâk hazretleri buyurdu ama:

Fazla uyuklamak, çok yemek yemek, fazla konuşmak gönlü katılaştırır

Çok sözden murâdım hayır ve şerden bahsederken sarfedilen sözlerdir Hiçbir işe yaramayan kelimeler ise, değil katılaştırmak, kalbi öldürür bile

Dünyâ ardındaki koşanların yanında, ilim ve mârifetten bahseden kimse ârif değildir

İnsanlarda üç sınıf önemlidir: Devlet adamları, âlimler ve zâhidler Devlet adamları bozulunca, halkın huzûru bozulur Âlimler bozulunca, halkın dîni zayıflar Varını yoğunu Allah yolunda harcayan zâhidler bozulunca da, ahlâk fesâda uğrar Devlet adamlarının kötülüğü gaddarlık ile, âlimlerin bozukluğu açgözlülük ve tamah ile, dünyâya düşkün olmayanların, zâhidlerin bozulması da riyâ ve şaşaa ile olur

Uzuvlarını nefsinin istekleriyle memnuniyet ederek memnun eden, kalbine pişmanlık ağacı dikmiş demektir

İyiliği görüp, kıymetini takdir ederek ona karşı saygılı elde etmek, nîmetin şükrüdür

Fazla defâ Allah rızâsı için iki rekat namaz kılar, selâmdan sonradan O'na lâyık ibâdet yapamadığım için kendimi hırsızlıktan pişmanlık eden biri gibi suçlu hissederim

Derviş, dünyâ ve âhirette mes'ûddursözünün mânâsı soruldu Dervişten dünyâda sultan ödenti almaz Âhirette Allahü teâlâ hesap sormazbuyurdu

Fena huydan, haramdan sakınır gibi sakınınız

Allahü teâlâ ile kendi aranda doğruluğu, halkla kendi aranda da yumuşaklığı sağla

Tatmin Edici ilme sâhip ve ehil olmadan kelâm ilmiyle mücâdele etmek, insanı dinsizliğe götürür

Fıkıh öğrenmeyip tasavvufla uğraşan dinden çıkar, zındık olur Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmayan, bid'at sâhibi yâni sapık olur Her ikisini edinen hakîkate varır

Avâmın (banal insanlar) kalbleri saf, dilleri pak olmalı ve bunlar nâmusunu korumalıdır Bu huylardan nasipsiz olanların işi gücü musibet olur Onlar şeytana iş bırakmazlar

Âlimler bozulunca din ortadan kalkar, çünkü âlimler dînin bağıdır Tahvil çürüyünce neyi bağlayabilir?

Kötü istekler, insana hâkim olunca yürek kararır Netîcesinde göğüs, yürek daralır, mizaç kötüleşir, sevilmez olur Zulmetmeye başlar Bu artık insan değildir İnsan kılığında bir şeytandır

Belânın gelişi çeşitlidir, bunlardan biri ihtilâftır İhtilâf, düşmanlığa sebeb olur Düşmanlık da, ortalığı belâ ve âfetlere boğar

Nefsine âşık olan, kibirli, kıskanç, aşağıda ve hakîr olur

İhlâs sâhibi mi edinmek istiyorsun, önce baş olma sevgisini kalbinden at Sonradan kendini kimseden üstün görme

Seni Allah'a yaklaştıran şey, ihtiyacını O'ndan istemendir Halka sevdiren şey de onlardan bir şey istememendir

Sabahleyin insanlara bakar; kimin helâl, kimin haram yediğini bilirim: Kim kalkar kalkmaz, abes lâf ve sövüp saymakla dilini açarsa, o haram yemiştir Kim ama, dilini Allahü teâlânın zikri ve sözcüki tevhidle açar ve istiğfârla meşgûl ederse, o kişinin helâl yediğini bilirim

Müminin dört alâmeti vardır: Dili zikreder, sessizliğinde tefekkür eder, ibret nazarıyla bakar, şanslı amel işler

Hikmetin birinci husûsiyeti sükût edip, gereksinim dek konuşmaktır

Allahü teâlâ bir kulundan şunları ister Kalbin; Allahü teâlânın evine hürmet, yarattıklarına şefkat etmesi Lisanın; Sözcüki tevhidi söyleyip, yaratıklara yumuşaklıkla muâmele etmesi Bedenin; ibâdet ve tâatte bulunup, müminlere destek etmesi Huyun; Allahü teâlânın hükmüne katlanma gösterip, yarattıklarına aleyhinde halîmselîm olması

Büyüklerden birinden duydum; Şeytanın bir mümini yoldan sonuç taktiği şudur: O, bir mümine ilk kez; Kâfir ol!diye vesvese verecek dek budala değildir ilk kez onu mübahlara karşısında hırslandırır Mümin kimse, nefsinin helâl isteklerine tutsak hafıza de, işini daha da kolaylaştırmak için günah işlemeye teşvik eder ve sonunda Kâfir ol!teklifini vesvese aracılığıyla yapar

Akıllılara tâbi ol, dünyâya düşkün olmayanlarla güzel geçin, câhillere aleyhinde da sabırlı ol!

Dâimâ seninle olması gereken beş şey vardır Bunlar, Allah, leziz, şeytan, dünyâ ve halktır Eğer bunlara aleyhinde şu beş şeyi tatbikte muvaffak olursan saâdete erersin Allahü teâlânın emirlerine itâat edip, yaptığı her şeyi beğenip râzı almak, nefse rakip olup, şeytana düşman elde etmek, dünyâdan sakınmak, halka karşı da şefkatle muâmele etmek lâzımdır

Halktan uzakta durmadıkça Hak'la berâberliği düşünme, dünyâ ile meşgûl olduğun müddetçe tefekkürü düşünme, gönlünü makam ve mevki düşüncesinden temizlemedikçe de ilhâm ve hikmeti düşünme Çünkü bunlar birbirinin bulunduğu yerde bulunmazlar

Önceden fütüvvet sâhipleri (başkasını kendine seçim edenler) arkadaşlarını över, kendilerinden bahsetmezlerdi Hattâ kendilerini kötülerlerdi Rahatlığı dostları için, zahmeti kendilerine seçerlerdi Şimdiyse herkes kendini övüp, dostlarını kötülüyor Zahmeti arkadaşlarına, rahatı kendilerine alıyorlar

Harem bin Hayyam elAbdî, Eshâbı kirâmdan Hamâme'nin yanında gecelemişti Hamâme radıyallahü anh tüm gece sabaha dek ağladı Sabahtan; Niçin ağladın?diye sorunca; Kabirlerin içerisinde bulunanları ortaya çıkardığı, gökteki yıldızların dağıldığı, gecenin sabahını, kıyâmetin kopacağı günü hatırladım da ağladımdiye cevap verdi

Günahlara baktık, îmânın gitmesine sebeb olan en kötü günahın, Allahü teâlânın kullarına zulmetmek olduğunu gördük

Nezaket, konuştuğun süre dilini gözetmek, yalnız kaldığın süre kalbini gözetmek, dışında çıktığın süre gözünü gözetmek, yediğin vakit boğazını korumak, uzattığın zaman elini korumak, yürüdüğün vakit ayağını gözetmek ve tüm işlerinde vaktini korumaktır Kim âzâlarını korumaz ve vaktini zâyi ederse, onun uzuvları edepsizliğe gider Kim vaktini değerlendirir, sırrını gözetlerse, Allahü teâlâ onun vakitlerini ve uzuvlarını korur


*
 

Similar threads

Ebû Bekr Verrâk Kimdir? Hayatı Menkibeleri Evliyânın meşhurlarından İsmi Muhammed bin Ömer'dir Künyesi Ebû Bekr, lakabı Verrâk'tır Doğum târihi bilinmemekte olup 893 (H280) senesinden önce vefât ettiği varsayım edilmektedir Aslen Tirmizli olup, Belh şehrine yerleşmiştir Zamânının büyük...
Cevaplar
0
Görüntüleme
81
EBÛ BEKR TAMİSTÂNÎ HAYATI Onuncu yüzyılda İran'da yaşamış büyük velîlerden İsmi Ebû Bekr'dir Tamistânî nisbesiyle meşhur olmuştur Doğum târihi bilinmemektedir 951 (H340) senesinde Nişâbur'da vefât etti Zamânındaki âlim ve velîlerin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulunarak ilimde ve...
Cevaplar
0
Görüntüleme
279
EBÛ BEKR KETTÂNÎ HAYATI Evliyânın büyüklerinden Künyesi, Ebû Bekr, adı Muhammed bin Ali bin Câfer Bağdâdî elKettânî'dir Aslen Bağdâtlı olup, ömrünün büyük bir kısmını Mekke'de geçirmiştir Ebû Bekr Kettânî, Cüneydi Bağdâdî'nin talebesidir Ebû Saîdi Harrâz, Abbâs bin Mühtedî, Amr elMekkî...
Cevaplar
0
Görüntüleme
219
EBÛ BEKR ESSEKKÂF YAŞAMSAL On dördüncü yüzyılın sonlarında ve on beşinci yüzyılın başlarında Yemen'in Hadramût bölgesinde yaşayan büyük velîlerden İsmi Ebû Bekr bin Abdurrahmân'dır EsSekkâf lakabıyla meşhûr oldu Doğum târihi bilinmemektedir Terîm'de doğdu 1427 (H831) senesinde Terîm'de vefât...
Cevaplar
0
Görüntüleme
187
Ebû Bekr Bin Abdurrahman Sekkaf Kimdir? Biyografisi, On dördüncü yüzyılın sonlarında ve on beşinci yüzyılın başlarında Yemen'in Hadramût bölgesinde yaşamış büyük velîlerden İsmi Ebû Bekr bin Abdurrahmân'dır EsSekkâf lakabıyla meşhûr oldu Doğum târihi bilinmemektedir Terîm'de doğdu 1427...
Cevaplar
0
Görüntüleme
193
858,500Konular
982,399Mesajlar
32,983Kullanıcılar
bkalkan68Son üye
Üst Alt