Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Ebû müslim havlânî

Ebû müslim havlânî
0
140

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,678
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
36
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
90
EBÛ MÜSLİM HAVLÂNÎ HAYATI

Evliyânın meşhurlarından ve Tâbiînin büyüklerinden İsmi Abdullah bin Sevb'dir Doğum târihi bilinmemektedir 681 (H62) senesinde Şam'da vefât etti Kabri Şam'da olup, ziyâret mahallidir Peygamber efendimiz hayatta iken müslüman oldu Resûlullah'ı sallallahü aleyhi ve sellem bakmak için Medîne'ye gitmek üzere yola çıkmıştı Yolda iken Peygamber efendimizin vefât ettiğini haber aldı Bunun üstüne yoldan geri döndü sonradan hazreti Ebû Bekr'in halîfeliği esnasında Medîne'ye gitti

Ömer bin Hattâb, Muaz bin Cebel, Ebû Ubeyde bin Cerrah, Ubâde bin Sâmit, Ebû Zer ve diğer meşhur sahâbîlerden hadîsi şerîf rivâyet etti Ebû İdrîs Havlânî, Şurahbil bin Müslim Havlânî, Atiyye bin Kays gibi zâtlar da ondan hadîsi şerîf bildirmişlerdir Hadîs sâhasında güvenilir bir zât olarak bilinir Kendisine; Bu ümmetin hâkimidenilmiştir

Zühd konusunda emsâli az görülen kimselerdendi Dünyâ işlerinden fakat zarûret mikdârı konuşurdu Alkama bin Mersed demiştir oysa: Zühd, dünyâya düşkün olmamak olup, bu da Tâbiînden sekiz kişi ile sona erdi Bunlardan biri de Ebû Müslim Havlânî'ydi Çünkü o hangi mecliste oturup konuşsa sözü dünyâ ile ilgili şeylerden çevirir, böyle şeylerin konuşulmasına mâni olurdu Bir gün mescide girmişti Orada bir cemâat, işlerinden, kölelerinden bahsederek konuşuyorlardı Onlara dikkatle bakıp; Sübhânallah! Biliyor musunuz siz şu hâlinizle neye benziyorsunuz? Şiddetli yağmura tutulup sığınacak yer arayan bir kimseye benziyorsunuz Aranırken diğer taraftan bakıyor ancak önüne iki kanatlı büyük bir kapı çıkıyor Kapıyı açıp yağmur kesilinceye dek durmak için içeri giriyor dahası bakıyor fakat girdiği evin tavanı yok! Üstü açık! Sizin yanınıza oturdum ve istiyorum ancak Allahü teâlânın zikri ile ve bahtı açık şeylerle meşgul olasınız Yoksa siz dünyâ ehli, dünyâya düşkün kimseler olursunuz!dedi

Ebû Müslim Havlânî hazretleri her ânı değerlendirir, devamlı ibâdet, tâat ile meşgul olurdu Yaşı ilerleyip vücûdu cılız düştüğünde; Yaptığınız tâatlardan birazını azaltsanızdediler Bunu söyleyenlere; Siz bir atı yarış için gönderseniz, yarışı tamamlayıp hedefe ulaşmadan atın sürücüsüne, buna yumuşak davran ve kendi hâline bırak demezsiniz değil mi?dedi Evetdediler İşte ben de hedefi gördüm Ama az önce geçemedim Her vaktin bir gâyesi vardır O zaman geçince bir şey hâsıl olur Bütün vakitlerin hedefi ise ölümdür Tüm zaman geçer, sonunda vefat gelirdiye yanıt verdi

Bir defasında da iki birey ziyâret edip, sohbetinde bulunmak için evine gitmişlerdi Evde olmadığını öğrenince mesciddedir diye mescide gittiler Oradaydı ve namaz kılıyordu Bitirmesini beklediler Uzun müddet namazdan ayrılmadı Bunun üzerine seslenip; Efendim arkanızda oturup sizi beklemekteyizdediler Namazını bitirip onlara döndü ve bu arzunuzu bilseydim, ben sizin yanınıza gelirdim Sizi beklettim Ama yeminle söylüyorum fakat çok secde etmek, çok namaz kılmak kıyâmet günü için elbette hayırlıdırdedi

Gayri müslimler ile yapılan savaşlara katılır, cihâd ederdi Böylece bir zâtın İslâm askeri aralarında bulunması asker için ayrı bir moral ve gayrete getirici sebeb olurdu Çünkü duâsıyla, davranışlarıyla, nasîhatlarıyla ve kerâmetleriyle ordu için bir nîmet olurdu Bir defâsında Rum diyârında cihâd etmekte idiler Ordunun önüne derin bir dere çıktı Ebû Müslim Havlânî hazretleri öne geçip; Bismillâhirrahmânirrahîmdiyerek; Geçinizdedi Kendisi önden gitti, ordu da peşinden yürüdü Nehrin suyu atların sırtlarına kadar yükseliyordu Geçtikten sonra; Bir şeyini düşüren oldu mu?diye sordu ve; Bir şeyini düşüren olduysa, onu bulmaya kefilimdedi Bir asker; Benim torbam düştüdedi Ona; Beni takib etdeyip nehre daldı Torbayı nehrin suları arasından eliyle koymuş gibi bulup çıkararak askere verdi

Bir defâsında hanımı; Evde un kalmadıdeyince, hanımına hiç para var mı? dedi Hanımı bir dirhem var deyince; Ver, bundan başka torba getirdiyerek bunları alıp pazara gitti Gıda satan bir satıcıya yaklaştı O sırada bir dilenci; Ey Müslim bana bir sadaka verdedi Yanında bir dirhemden diğer bir şey olmadığından, oradan uzaklaşıp bir dükkana gitti Fakat dilenci onu takib ediyordu Gene sadaka istedi Oradan da uzaklaşıp başka bir dükkana gitti Dilenci peşini bırakmadı En sonunda cebindeki tek dirhemi çıkarıp dilenciye verdi Daha Sonra bir marangoz dükkanına gidip atılmış ve toprakla karışmış talaşları sanki topraklı halde torbasına doldurdu Eve gidip kapıyı çaldı Hanımı kapıyı açınca içi talaş ve toprak dolu torbayı bırakıp dönüp gitti Hanımı un geldi diye sevinerek torbayı aldı Biraz daha sonra da ekmek yerine getirmek için çuvalı açtı Baktı çuvalın içi hâlis unla doymuş Bir mikdar alıp hamur yoğurdu ve ekmek pişirdi Ebû Müslim Havlânî hazretleri gece geç zaman eve döndü Hanımı sevinçli ve memnun bir hâlde karşıladı Daha Sonra da sofra hazırladı Leziz çörekler getirdi Bunları nereden buldun?diye sordu Efendim bugün getirdiğiniz undan yaptımdeyince, Allahü teâlâya hamdederek keza yedi ayrıca ağladı Allahü teâlâ, onun kırık kalple evine getirip bıraktığı torba içindeki toprak ve talaşı una çevirmişti

Bir hizmetçisi vardı Ebû Müslim Havlânî'yi sevmez, düşmanlık beslerdi Bu sebeple onu zehirlemek için içeceklerine zehir katmıştı Ama gözü önünde içtiği halde hiç etki etmedi Tekrâr tekrâr içtiği halde zehirlenmediğini görerek bir gün; Uzun zamandan beri seni zehirlemek istedim Zehir tesir etmedidediNiçin bunu gerçekleştirmek istedindeyince; Çünkü sen ihtiyarladındedi Hizmetçiye; Ben her ne zaman bir şey yemeye ya da içmeye başlasam, Bismillâhirrahmânirrahîm derimdedi ve daha sonra o hizmetçiyi bağımsızlık bıraktı

Osman bin Ebû Atîke şöyle anlatmıştır: Rum diyârında gazâda idik Komutanımız bir yere bir bölük asker gönderdi Dönecekleri zamânı da belirlemişti Kayıtlı süre geldiği hâlde gönderilen birlik dönmemişti Bu sırada Ebû Müslim Havlânî namaz kılmak için mızrağını önüne sütre olarak dikti Bir kuş gelip mızrağa kondu ve dile gelip; Müfreze, askerî birlik selâmettedir Galibiyet kazanıp, ganîmet aldı Falan gün, falan saatte size gelecektirdedi Ebû Müslim Havlânî, dile gelip konuşan kuşa Allahü teâlânın rahmeti senin üstüne olsun, kimsin?dedi Kuş; Ben müminlerin kalplerinden üzüntüyü gideren bir kuşumdedi Ebû Müslim, bu haberi komutana ulaştırdı Bu Nedenle komutan merakla beklediği asker hakkında haber almış oldu

Ebû Müslim Havlânî sözleriyle ve yaşayışı ile halk için üstün misal bir zâttı Bir sohbetinde huzûrunda bulunanlara; Ne dersiniz ben bir kimseye ikram ettiğim, istediğini verdiğim halde o yarın Allahü teâlânın indinde beni kötüler Fakat ben o kimseye güçlük göstersem, iş yaptırsam, sıkıntıya soksam yarın o Allahü teâlâ indinde beni metheder, över, benden hoşnut olduğunu söylerdedi Dinleyenler şaşarak bu kimdir? diye sorduklarında; Vallahi o benim nefsimdirdiye yanıt verdi

Harâbe yerleri görünce, başında durup; Ey harâbe senin sâhibin, senin üzerinde yaşayanlar nerede?Onlar ölüp gitti Yalnızca amelleri, yaptıkları işler kaldı Her türlü istekler açlık ve hevesler bitti Hatâlar, günahlar kaldı Ey insanoğlu! Hatâyı, günahı terketmek, tövbe etmekten ve bağışlama dilemekten daha kolaydır derdi

Derdi oysa: Benim en hoş şekilde yetişip çoğalan fazla tatlı bir evlâdım olsa ve en tatlı zamânında vefât etse benden alınsa, bu Allahü teâlânın takdîri ile olduğu için buna râzı elde etmek bana dünyâdan ve dünyâdaki şeylerden daha hayırlıdır

Ceylanlar, Ebû Müslim Havlânî hazretlerine uğrar, çocuklar da ona, ne olur, Allahü teâlâya duâ et de ceylan bize duruversin, ona elimizle dokunalım, sevelim diye, ondan istirhamda bulunurlardı O da Allahü teâlâya yalvarır, çocuklar, ceylanlar duruverdiği için dokunup, severlerdi Yeniden çocuklar yanında gelip; Efendim duâ ediniz de kuşlar bize yaklaşsın tutup oynayalımderlerdi Duâ edince kuşlar çocuklara yaklaşır, çocuklar tutup oynarlardı

Muhammed bin Şuayb, bir zâttan şöyle bildirir: Humus'tan çıkıp, Şam'a doğru gidiyorduk Gece sonunda, Humus'tan dört eksen ötede Umeyr denen yere uğradık, orada bulunan kilise papazı bizim geldiğimizi duyunca, yanımıza geldi Siz kimsiniz?dedi Şamlıyızdedik Siz, Ebû Müslim Havlânî'yi tanıyor musunuz?diye sordu Evetdedik Ona gidince, selâmımı söyleyin Kendisini kitaplardan Îsâ'nın (aleyhisselâm) yakın dostu diye gördüğümü söyleyin Lakin göreceksiniz onu hayatta bulamayacaksınızdedi Aslında Guta denilen yere vardığımızda onun vefat haberi geldi

Ebû Müslim hazretleri buyurdu oysa: Bu ümmeti üç kısım buldum Birincisi,Cennet'e hesapsız girerler İkinci kısmı, hemen hemen hiç sorguya çekilir, ondan sonradan Cennet'e girerler Üçüncü derslik ise birazcık cefa görüp, ondan daha sonra Cennet'e girerler Ben, birinci kısımda olanlardan elde etmek isterim Onlardan olamazsam, az bir hesaba çekilenlerden, onlardan da olamazsam, biraz azab görüp,Cennet'e girenlerden almak isterim

Hain ve düşük kimseler kibirlenir Böyle kimseler övünür Hatâ ve haksızlıkta ısrar edenler de bunlardır

Rivâyet ettiği hadîsi şerîflerden biri şöyledir:

Gadap (kızgınlık) şeytandandır Iblis ise ateştendir Su ateşi söndürür Sizden birisi kızdığı zaman abdest alsın

Buyurdu ancak:

Eğer Cennet'i ve Cehennem'i gözümle görseydim, şimdiki yaptıklarıma ilâve edeceğim bir şey olmazdı Çünkü, ben benzeri her ikisini görmüş gibi hareket ediyorum

İyiliğin sevâbından daha hoş bir şey yoktur İyilik yapmaya gücü yeten herkeste iyilik yapma niyeti bulunmaz Bir kimsede keza iyilik yapma gücü hem de niyeti varsa, saâdet hâsıl olur Kalplere en fazla tesir eden şey iyiliktir Ciğerleri serinleten iyilik, beklenen ve vâd edilip geciktirilmeden yapılan iyiliktir


*
 

Similar threads

HAMMÂD BİN MÜSLİM DEBBÂS Bağdât'ta yetişen büyük velîlerden Seyyid Abdülkâdiri Geylânî'nin tasavvuf ilmini öğrendiği hocalarındandır Aslen Şamlı olup, hayâtı Bağdât'ta geçti Doğum târihi bilinmemektedir 1131 (H525) senesinde vefât etti Kabri Şunûzî Kabristânındadır Şam'da Bâbı Mûsul...
Cevaplar
0
Görüntüleme
189
Ebû Muhammed Razi Kimdir Özet Olarak Hayatı, Nişâbur'da yetişen büyük velîlerden İsmiAbdullah bin Muhammed erRâzî, künyesi Ebû Muhammed'dir Şa'rânî ve Haddâd diye de tanınır Aslen Reyli olup, Nişâbur'da doğup büyüdü Doğum târihi bilinmemektedir 964 (H353) senesi Nişâbur'da vefât etti...
Cevaplar
0
Görüntüleme
184
EBÛ BEKRİ EBHERÎ HAYATI Onuncu yüzyılda Horasan bölgesinde yetişen velilerden İsmi, Abdullah bin Tâhir bin Hâtim etTâî, künyesi Ebû Bekr'dir Ebherî nisbesiyle meşhur olmuştur Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir 941 (H330) senesinde vefât etti Zamânındaki âlim ve velî zâtların sohbetlerinde...
Cevaplar
0
Görüntüleme
162
EBÛ OSMAN HÎRÎ YAŞAMI Büyük velîlerden İsmi Saîd bin İsmâil Hîrî; künyesi Ebû Osman'dır Aslen Rey şehrinden olup, Nişâbur'a yerleşmiştir Zamânının en ünlü rehberi ve bir tânesi idi 910 (H298) senesinde vefât etti Horasan'da tasavvufun yayılması için büyük hizmetleri oldu Zamânın meşhur...
Cevaplar
0
Görüntüleme
172
EBÛ BEKR ELBETÂİHÎ HAYATI Irak'ta yetişen evliyânın büyüklerinden İsmi Ebû Bekr olup, babasınınki Hüvârâ'dır Irak'ta Betâih'te yaşadığı için Betâihî nisbesi ile meşhur oldu On ikinci asrın sonları ile on üçüncü asrın başlarında yaşadı Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir Irak'ın Hüvârîn ya...
Cevaplar
0
Görüntüleme
164
858,497Konular
982,556Mesajlar
30,296Kullanıcılar
fortinaytibSon üye
Üst Alt