Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Gönül yapmak, Gönül yıkmak

Gönül yapmak, Gönül yıkmak

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Gönlümüz Yüce ALLAH’ın nazar ettiği yerdir Gönül Yüce ALLAH’a iman edip, O’nun sevgisiyle mamur olunca, en kıymetli cevher, en kudsî yer olur
Bu iman ve sevgi ona öyle bir hatır kazandırır ki, haksız yere onu incitenin düşmanı Yüce ALLAH olur ALLAH, mümin kulunun gönlüne özel bir değer vermiştir Onun değerini düşürenden hesabını sorar Bu hep böyle olmuştur Onun için gönül yıkmak, Kâbe’yi yıkmaktan daha tehlikelidirsevgi
Bir gönül yapmak ise Kâbe’yi yeniden yapmaktan daha kıymetli, sevaplıdır Büyük veli Yunus Emre gönlü ne güzel tarif etmiş:

Gönül Çalab’ın tahtı
Çalap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı
Kim gönül yıkar ise

Evet; gönül yıkmak Kâbe’yi yıkmaktan daha tehlikelidir Bir gönül yapmak ise Kâbe’yi yeniden inşa etmekten daha sevaptır
Kâbe’yi Halil İbrahim Peygamber taş ile inşa etmiştir Ona “Beyti Halilî: Dostun Yaptığı Ev derler Mümindeki gönül kâbesini ise Yüce ALLAH nurlarıyla kuşatıp, aşk ve sevgisiyle süslemiştir Ona da “Beyti Celilî: Yüce ALLAH’ın Yaptığı ev derler İkisinin de hakkı ve hatırı vardır Ancak müminin hatırı öndedir, ona karşı koruyacağımız haklar daha çoktur Bunu bizzat Hz Peygamber sav Efendimiz, Kâbe’yi tavaf ederken şöyle ifade buyurmuştur:
“Sen ne güzelsin, kokun da ne hoştur! Sen ne kadar büyüksün; hürmetin de çok büyüktür! ALLAH’a yemin olsun ki, müminin hürmet ve kıymeti senin hürmetinden daha büyüktür Şüphesiz ALLAHu Tealâ sende bir şeyi haram kıldı; seni haram bölgesi yaptı Fakat müminin üç şeyini haram kıldı; malını, kanını ve şerefini Bir de müminin hakkında kötü zan beslemeyi yasakladı (İbnu Mace, Tabaranî, Beyhakî, Heysemî)
Gönülsüz Güzellik Olmaz
Yüce ALLAH’a dostluğun merkezinde gönül vardır Gönülsüz kulluk ve dostluk olmaz Sevgi gönüle girmedikçe, iman kalbe inmedikçe sahibine fayda vermez Bunun için Yüce ALLAH gönüle öncelik vermiş, ilk olarak onu davet etmiş, peygamberlerine önce gönüle girmelerini, kalbi kazanmalarını emretmiştir Kalbi kazanan kimse en büyük zaferi elde etmiştir Kalbi kaybeden kimse ise, ne yapsa, her ne yapsa, insandan ve insanlıktan uzaktadır
İlim, servet, siyaset, sanat ve bütün fenler, insan gönlünü süslemeye ve sevindirmeye hizmet ederse ne güzel, yoksa hepsi boşa gitmiş olur Bütün dünya insana hizmet için hazırlanmıştır İnsan ise ilâhi sevgiyi taşımak, yüce ahlâkı yaşamak, kendisi ve kainat adına Yüce Yaratıcı’ya şükretmek için yaratılmıştır Bunu yapacak olan ise gönüldür İşte bu gönlü hazırlamak için yapılan hizmetler, dünyada yapılan en büyük iyiliktir
Hizmet ehli, bu işte gönlünü ortaya koymalıdır Gönülsüz hizmet ve ibadet olmaz Yapılsa, hayır ve sevap yazılmaz Çünkü güzel amelin birinci şartı iman, ikinci şartı iradedir Yani gönlün hayırlı işe istek ve sevgi ile katılması gerekir Sonra ameli usulüne ve edebine göre yapmak gelir
Arifler der ki: İnsan ALLAH yolunda önce kendi gönlünü kazanmalıdır Yani herkes gönlünü gündemine almalı; onu manevi kirlerden temizlemeli, şeytanın tasallutundan kurtarmalı, kötü arzulardan arındırmalı, sevgi ile güzelleştirmeli, ihlâs ile ibadet yapmaya hazırlamalı, ilâhi sevgiyi taşıyacak, güzel edebi yaşayacak hale getirmelidir Kendi gönlüne ilaç bulmayan kimse, başkasının derdine derman olamaz
Gavsı Sâni ks Hazretleri bu konuda şu mühim uyarıyı yapmıştır:
“Başkalarına hizmet etmek isteyenler, kendilerini ıslah etsinler yeter Çünkü nefsini ıslah eden kimse başkalarına fayda verebilir ve güzel şeyleri temsil edebilir Sâdâtı Kiram, nefislerini ıslah edip güzel ahlâkı elde ettikleri için ALLAH yolunda insanlara büyük fayda vermişlerdir En büyük hizmet, güzel ahlâklı ve edepli bir insan olmaktır
Yollar Sevgi Çiçekleriyle Bezeli
Gönüle girmenin yolu sevgi ve inceliktir, nezakettir Sert ve kaba insanların bir gönüle girmesi düşünülemez Gönül sevgi dilinden anlar; bu dilden konuşmayana kulağını tıkar, kapısını kapar Nefis mala mansıba meyleder, mide yemeği bulunca keyfeder, fakat gönül sevgiden başkasına iltifat etmez Onu korkutarak da kazanamayız
Bunun için, gönülleri ALLAH sevgisiyle buluşturmak için görevli bütün peygamberler en güzel sıfat ve ahlâkla insanlığın önüne çıkarılmışlardır Onlar ince ruhlu, güzel huylu, sevgi yüklü, samimi, edepli, cömert ve mert kimselerdir Onların izinden giden ve hakka daveti üstlenen ALLAH dostları da aynı güzel sıfatlarla gönülleri fethetmişler ve onlara ilâhi sevgiyi aşılamışlardır
Yüce ALLAH, Rasulü Hz Muhammed sav’e gönüllere girmenin ve onları hak yolda bir araya getirmenin ancak rahmet, merhamet, bağışlama ve sevgi ile olabileceğini şöyle bildirmiştir:
“Rasulüm, ALLAH’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın Şayet sen kaba davranışlı ve katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz onlar etrafından dağılıp giderlerdi Şu halde onları affet, bağışlanmaları için dua et, bir iş yaparken kendileriyle istişare yap (Âli İmran, 159)
Diğer ayette, hak yolda gönülleri birleştirmek için dünya dolusu mal harcansa buna imkan olmayacağı, bunun ancak ilâhi sevgi ve yardım ile mümkün olduğu bildirilmiştir (Enfal, 63)
Şu halde hak yolunda hizmeti seçenler, insanların kalplerini neyin etrafında toplamak istediklerine iyi bakmalıdırlar Bunun gönüllere ALLAH sevgisini işlemekten ve onun meyvesi olan güzel edebi elde etmekten başka bir yolu olmadığı bilinmelidir
Her Gönül Kıymetlidir

Sevgide, edepte ve hizmette insan ayırımı yapılmaz İçinde iman bulunan her gönül hürmete layıktır; kıymetlidir, şereflidir Her mümin, farklı derecelerde olsa da sevgiye, edebe ve hizmete layıktır Hatta inkârcıların gönlü de, müminlerin sebep olacağı iman hizmetine ve gerçek sevgiye muhtaçtır Gönül ehli olanlar gönlün kıymetini bilir Gözünü benlik ve menfaat hırsı bürümüş olanların ise, gönül deyince aklına oyun ve eğlence gelir


ALLAH rızasına aşık olanlar, insan ayırımı yapmadan hizmet ederler Onlar annebabalarının gönlü gibi, diğer insanların gönlünü de kazanma peşindedirler Herkese layık oldukları edebi gösterirler Kimseye karşı büyüklük taslamazlar, iki yüzlü davranmazlar, içten pazarlık yapmazlar Kibarlıkları zengine fakire göre değişmez Yaratılan bütün varlıklara Yüce Mevlâmız’ın sanatı diye, sevgi gözüyle bakarlar, hepsine edeple davranırlar Her gönlün bir rızası ve duası vardır; onu almaya çalışırlar
Özellikle fakir ve gariplerin gönlünü almaya çalışmalıdır Hiç kimseye ikinci sınıf insan muamelesi yapmamalıdır Bazı müminleri göğe çıkarıp, diğerlerini yerin dibine batırmamalıdır Yüce ALLAH’ın verdiği kıymet kadar herkese kıymet vermelidir Yüce ALLAH gönüllere ve güzel niyete bakar Biz gönülleri ve niyetleri bilemeyeceğimize göre, en iyisi herkese edepli davranmaktır Atalarımız “Her geceni Kadir, her geçeni Hızır bil! derken, bu edebe dikkat çekmişlerdir Gösterdiğimiz edep, onu hak edene hürmet yerine geçer; hak etmeyene ise ibret olur
Kalpler Bir Kez Soğuyunca
sevgiEtrafınızda, bir zamanlar hayır ve hizmetler içinde koşarken, kendisini bir kenara çekip nefsiyle baş başa kalmış insanlar görürsünüz Ona: “Niçin hayırdan uzaklaştın, ibadetlerini aksattın? diye sorsanız, sebep olarak davranışı bozuk bir mümini gösterecektir Çünkü o önce edepli bir mümini sevmiş hayra sarılmış; sonra sert suratlı, acı dilli bir mümine kızmış, hayırdan kaçmıştır
ALLAH Rasülü sav, bir gönlün ALLAH yoluna yönelmesine vesile olmayı, bütün dünyaya ve içindekilere sahip olup onları sadaka vermekten daha hayırlı görmüştür Çünkü bir gönlün ilâhi sevgiden birazcık nasiplenmesi ona ebedi saadeti, cenneti ve ALLAH’ın cemalini seyretme nimetini kazandırır Bir gönlün bu sevgiden soğumasına sebep olmak en büyük cinayettir İyi niyetle ve hizmet adına da olsa, insanlara kaba davranıp, gereksiz yere kızıp, onları ebedi sevgi yolundan soğutamayız Şu hadiseden ibret almalıdır:
Ashabı Güzin’den Hz Ebu Hureyre ra anlatıyor:
Henüz yeni müslüman olmuş, Medine dışında yaşayan bir zat, ALLAH Rasulü sav’e geldi Ciddi bir ihtiyacı olduğunu söyleyerek yardım istedi ALLAH Rasulü sav kendisine bir şeyler verdi ve adama:
Nasıl, sana yeterince iyilik ettim mi? diye sordu Adam:
Hayır, güzel bir iyilik yapmadın! dedi
Bunu işiten bazı müslümanlar adamın sözüne kızdılar ve harekete geçmek istediler ALLAH Rasulü sav onlara yerlerinde durmalarını, bir şey söylememelerini işaret etti Daha sonra hanei saadete gitti, adamı eve çağırttı ve:
Sen bizden yardım istedin, biz de bir şeyler verdik Sonra da o şekilde konuştun! buyurdu ve biraz daha şeyler verdi Sonra adama:
Şimdi sana yeterince iyilik ettim mi? diye sordu Adam:
Evet ALLAH ailen ve kabilen adına sana bol mükâfat versin, dedi ALLAH Rasülü sav buyurdu:
Sen şimdi söylediğin bu sözleri, git aynı şekilde ashabımın önünde de söyle ki, sana karşı içlerinde oluşan o sıkıntı gitsin
Daha sonra adam mescide geldi Yapılan iyilikten memnun olduğunu belirtip, aynı sözleri tekrarladı O zaman ALLAH Rasülü sav şöyle buyurdu:
“Benimle bunun arasındaki olay, şu adamın haline benziyor:
Bir adamın devesi vardı Bu deve azgınlık edip sahibinin elinden kaçtı Bir grup insan deveyi yakalamak için peşine düştüler, fakat deve onları gördükçe hepten ürküp kaçtı Devenin sahibi onlara: ‘Beni devemle baş başa bırakın! Onun halinden, dilinden ben anlarım!’ dedi ve yerden bir miktar ot koparıp deveye yanaştı Deve otu görünce sahibine doğru geldi, teslim oldu Adam da yükünü yükleyip üzerine bindi
Eğer ben size uysaydım ve ona karşı sert tavrınızı engellemeseydim, bu adam (size vereceği tepki ile) ateşe girerdi (Bezzar, Heysemî)
Mümini Küstürmek, ALLAH’ı Küstürmektir
İyi niyetle de olsa, şahsımızdan kaynaklanan usül ve edeb hatası yüzünden hiçbir müminin gönlünü kırma, incitme, haktan soğutma hakkımız yoktur Yapmışsak derhal özür dileyip kusurumuzu itiraf etmeli, karşı tarafla helalleşmeli, onun gönlünü almadan rahat etmemeliyiz Çünkü gönül kâbesini yıkanın hesabı ağır olur Bu ümmetin içinde gönül ehli öyle erkek ve kadınlar vardır ki, onu incitmek ilâhi gazap altına girmek demektir
Şu hadiseyi iyi düşünmemiz gerekir:
Ebu Süfyan ra henüz müslüman olmamıştı Bir ara Medine’ye geldi Hz Selman, Suhayb ve Bilal’in hepsinden ALLAH razı olsun içinde bulunduğu bir topluluğun yanından geçiyordu Onlar Ebu Süfyan’ı görünce: “ALLAH’ın kılıçları daha ALLAH’ın düşmanın boynuyla buluşmadı dediler Yani, boynu kesilesice adam, hâlâ aramızda dolaşıyor diye söylendiler Bu sözleri işiten Hz Ebu Bekir ra, onları uyardı:
Kureyş’in reisi ve efendisi için böyle mi söylüyorsunuz?
Sonra ALLAH Rasulü sav’in yanına geldi, olanları anlattı Efendimiz:
Ebu Bekir, belki de sen onları kızdırdın Eğer onları kızdırmışsan, bil ki Rabbini gazaba getirmiş oldun, buyurdu Hz Ebu Bekir ra hemen geri döndü seslendi:
Ey kardeşlerim, sizi kızdırdım mı?
Hayır kardeşim, ALLAH seni affetsin
(Müslim, Nesaî)
Dinimizde yalnız ALLAH için kızmak vardır Bir müminin açıkça yaptığı bir yanlış işinden dolayı kendisi uyarılır, hataya devam ediyorsa ALLAH için kızma hakkımız vardır Kusura kızarız, fakat mümin kardeşimizden nefret edemeyiz Ona “ne halin varsa gör, kahrol git! diyemeyiz Nasihat, ikaz ve dua ile kötülük ve hatasından dönüşüne yardımcı olmaya çalışırız

Bir insana yapılacak en güzel iyilik, onu ALLAH için sevmek ve onun gönlünü bu sevgiden nasiplendirmektir Sadakaların en güzeli, mahzun bir gönlü samimi ve sıcak bir tebessümle sevindirmektirEn hayırlı insan, gönlündeki hayrı diğer insanlara ulaştırandır Hayır, kalbe nur, gönle sevinç veren ve kabri cennete çeviren güzelliklerdir Buna kısaca edep denir Bir babanın çocuğuna bırakacak en güzel mirası edeptir Yıkılmayan saltanat, gönüllere kurulan sevgi saltanatıdır Ve bugün en muhtaç olduğumuz şey, ALLAH için birbirimizi sevmek ve bu sevginin hakkını vermektir

Dr Dilaver Selvi
 

Similar threads

Duygu, düşünce, akıl, hayal gibi nimetlerle donatılmışız Yaratıcımız, bizi diğer canlı varlıklardan üstün kılmış İnsan olmanın görev ve sorumluluğuyla düşünüyor, hissediyor, hayal ediyor, başarı ve mutluluk yolunda yürümeye devam ediyoruz Hayat, bu nimetlerle önem kazanıyor Dünya; düşünen...
Cevaplar
0
Görüntüleme
75
Büyüklerimiz,göz ile gönül arasındaki irtıbata çok önem vermislerdir her insanın asıl niyeti,gerçek sevgisi,ulaşmak istediği hedefi gönlünde gizlidir gönülle ile kalp aynı şeydir gönül degerini ölçemeyeceğimiz bir cevherdir çünkü gönül,kainatta Yüce Allah'ın nazar ettiği çok özel bir yerdir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
93
Bazıları tasavvufta tarif ve tavsiye edilen rabıtayı tenkit etmekteler Kimi bu tenkidin şiddetini artırıp rabıtaya şirk diyecek kadar ileri gitmektedir Acaba birisine göre ibadet, diğerine göre felaket olan bu rabıta nedir? Tasavvufta rabıta, terbiyenin temeli ve en büyük zikir sebebi...
Cevaplar
0
Görüntüleme
64
Bütün güzelliklerin kaynağı yüce Allah’ın Cemal isminin tecellîsidir Güzeller güzeli olan yüce Allah’ın cemalinin tecellîsi ile bütün güzellikler vücut bulmaktadır İnsan güzelliğe meftun olarak yaratılmıştır Daima güzel şeyleri arar ve bulduğu zaman da memnun ve mahzuz olur İnsan kalbi, daima...
Cevaplar
0
Görüntüleme
93
Mehmet ILDIRAR kaleme aldı, Semerkand ekim 2010 Sâdâtı Kiram, velayet nuruyla insanlara hizmet eden Allah dostlarıdır Velayet nuru Allah’ın bir lütfudur Kulun kalbinde Allah’ın lütfuyla bir genişlik meydana gelir Bu genişlik yakîn nurunun artmasına, imanın kemalâtına sebep olur Böylece o kul...
Cevaplar
0
Görüntüleme
90
858,496Konular
981,633Mesajlar
29,718Kullanıcılar
MercestgSon üye
Üst Alt