iltasyazilim
FD Üye
Son yıllarda bir kısım çevre tarafından gündeme taşınan ve dini anlamak için Kur’anı kerimin yeterli olduğunu ileri sürenlere cevap hadis uzmanlarından geldi; “Peygamberimize Kur’anı anlatma ve gündelik hayata tatbik etme göreve bizzat Allah tarafından verilmiştir Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof Dr Raşit Küçük “Hadisler dışlanarak İslam’ı yaşamak mümkün değildir dedi Prof Dr Suat Yıldırım ise, “zengin hadis kültürümüzle iftihar etme yerine onu değersizleştirme yoluna gidenler kendilerini değersiz kılmışlardır diye konuştu
Yeni Ümit Dergisi tarafından düzenlenen ‘sünnetin Tesbiti ve dindeki yeri’ paneline katılan Türkiye’nin en tanınmış hadis uzmanları, hadislerin dinin yaşanmasındaki önemine ışık tuttu
Sempozyumun oturum başkanlığını yapan tefsirci Prof Dr Suat Yıldırım, kur’anı kerimi açıklama görevinin peygamberimize bizzat Allah teala tarafından verildiğine dikkat çekti “İslamın ikici asrında ‘kuran bize yeter’ diyenler çıktı ancak 19 asıra kadar unutulmuştu Ancak sömürgecilik hareketleri ile İslam ülkelerini istila eden gayri Müslimlerin bu iddiaları tekrar gündeme taşıdığının altını çizdi Yıldırım, “Acı olan müsteşriklerin ortaya attığı bu şüphelerin son dönemlerde bazı Müslümanların dile getirmesidir Oysa Müslümanlar 3040 farklı yolla hadislerin rivayeti ve sıhhatini kontrol eden bir sistem geliştirmiş ve şüpheye mehal bırakacak bir nokta bırakmamıştır dedi Yıldırım, “Bu zengin kültür mirasıyla iftihar etmemiz gerekirken bir takım insanlar çıkıp aklını kaybetmiş mirasyediler gibi bunu değersizleştirme yoluna gitmişlerdir ancak bunun yerine kendilerini değersiz kılmışlardır diye konuştu
Marmara Üniversitesi ilahiyat fakültesi Dekanı Prof Dr Raşit Küçük, Peygamberimizin ve sünnetin dindeki yerinin neresi olduğunun en güzel cevabının kur’anda verildiğini ifade etti “Bütün mezhep ve fıkıh imamları peygamberimizin sünnetini kur’anı kerimden sonra en büyük kaynak olarak ele almıştır diyen Küçük, “Peygamberimize bir konuyu helal haram kılma yetkisinin Peygamberimize bizzat Allah tarafından verilmiştir Eşek etinin haram olması, iki farklı dinden olanların bir birine mirasçı olamayacağı, sarhoşluk veren içkilerin çoğu gibi azının da haram olduğu gibi bir çok hüküm sünnetle belirlenmiştir açıklamasını yaptı Prof Dr Küçük, sünnet dışlanarak bir dinin yaşanmasının mümkün olmadığına dikkat çekti
Prof Dr Abdullah Aydınlı ise hadislerin derlenmesi ve nakledilmesinde büyük titizlik gösterildiğini vurgu yaptı “Her şeyden önce sünnetin sağlıklı bir şekilde naklinde bilgiyi kaynağından almaktır Sahabe bir hadisi işitenin bizzat kendisinden almak için aylarca yolculuk etmiştir Eba Eyyüp el Ensari bildiği bir hadisi tahkik etmek için Medine’den kalkıp Mısır’a kadar gitmekten çekinmemiştir dedi
Türkiye’de en çok tanınan Kütübü Sitte hadis kitabının yazarı olan Prof Dr İbrahim Canan’da hadise sahip çıkmanın dine sahip çıkma olarak algılandığını belirtti “Doğru bilgi kuran ve hadistir diyen Canan, “Hadis ilminde zayıf hadis olarak tanımlanan hadisler yalan hadis değildir Sadece rivayet yollarında belirlenen kıstasların bir veya bir kaçının eksik olmasıdır Zayıf hadislerin uydurma hadis olarak değerlendirilmesi ve halın bunlardan soğutulması son derece yanlış bir tutumdur şeklinde konuştu
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr Zekeriya Güler ise tefsir edilmeden bazı ayetler nasıl anlaşılmıyorsa, yine bazı hadislerin de şerh edilmeden anlaşılmasının zor olacağını dile getirdi
Yeni Ümit Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Çapan da düzenledikleri sempozyum ile hadislerin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak istediklerini, hadislerin iyi anlaşılması ile de dinimizin ve peygamberimizin daha iyi anlaşılacağını belirtti
Yeni Ümit Dergisi tarafından düzenlenen ‘sünnetin Tesbiti ve dindeki yeri’ paneline katılan Türkiye’nin en tanınmış hadis uzmanları, hadislerin dinin yaşanmasındaki önemine ışık tuttu
Sempozyumun oturum başkanlığını yapan tefsirci Prof Dr Suat Yıldırım, kur’anı kerimi açıklama görevinin peygamberimize bizzat Allah teala tarafından verildiğine dikkat çekti “İslamın ikici asrında ‘kuran bize yeter’ diyenler çıktı ancak 19 asıra kadar unutulmuştu Ancak sömürgecilik hareketleri ile İslam ülkelerini istila eden gayri Müslimlerin bu iddiaları tekrar gündeme taşıdığının altını çizdi Yıldırım, “Acı olan müsteşriklerin ortaya attığı bu şüphelerin son dönemlerde bazı Müslümanların dile getirmesidir Oysa Müslümanlar 3040 farklı yolla hadislerin rivayeti ve sıhhatini kontrol eden bir sistem geliştirmiş ve şüpheye mehal bırakacak bir nokta bırakmamıştır dedi Yıldırım, “Bu zengin kültür mirasıyla iftihar etmemiz gerekirken bir takım insanlar çıkıp aklını kaybetmiş mirasyediler gibi bunu değersizleştirme yoluna gitmişlerdir ancak bunun yerine kendilerini değersiz kılmışlardır diye konuştu
Marmara Üniversitesi ilahiyat fakültesi Dekanı Prof Dr Raşit Küçük, Peygamberimizin ve sünnetin dindeki yerinin neresi olduğunun en güzel cevabının kur’anda verildiğini ifade etti “Bütün mezhep ve fıkıh imamları peygamberimizin sünnetini kur’anı kerimden sonra en büyük kaynak olarak ele almıştır diyen Küçük, “Peygamberimize bir konuyu helal haram kılma yetkisinin Peygamberimize bizzat Allah tarafından verilmiştir Eşek etinin haram olması, iki farklı dinden olanların bir birine mirasçı olamayacağı, sarhoşluk veren içkilerin çoğu gibi azının da haram olduğu gibi bir çok hüküm sünnetle belirlenmiştir açıklamasını yaptı Prof Dr Küçük, sünnet dışlanarak bir dinin yaşanmasının mümkün olmadığına dikkat çekti
Prof Dr Abdullah Aydınlı ise hadislerin derlenmesi ve nakledilmesinde büyük titizlik gösterildiğini vurgu yaptı “Her şeyden önce sünnetin sağlıklı bir şekilde naklinde bilgiyi kaynağından almaktır Sahabe bir hadisi işitenin bizzat kendisinden almak için aylarca yolculuk etmiştir Eba Eyyüp el Ensari bildiği bir hadisi tahkik etmek için Medine’den kalkıp Mısır’a kadar gitmekten çekinmemiştir dedi
Türkiye’de en çok tanınan Kütübü Sitte hadis kitabının yazarı olan Prof Dr İbrahim Canan’da hadise sahip çıkmanın dine sahip çıkma olarak algılandığını belirtti “Doğru bilgi kuran ve hadistir diyen Canan, “Hadis ilminde zayıf hadis olarak tanımlanan hadisler yalan hadis değildir Sadece rivayet yollarında belirlenen kıstasların bir veya bir kaçının eksik olmasıdır Zayıf hadislerin uydurma hadis olarak değerlendirilmesi ve halın bunlardan soğutulması son derece yanlış bir tutumdur şeklinde konuştu
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr Zekeriya Güler ise tefsir edilmeden bazı ayetler nasıl anlaşılmıyorsa, yine bazı hadislerin de şerh edilmeden anlaşılmasının zor olacağını dile getirdi
Yeni Ümit Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Çapan da düzenledikleri sempozyum ile hadislerin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak istediklerini, hadislerin iyi anlaşılması ile de dinimizin ve peygamberimizin daha iyi anlaşılacağını belirtti
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.