Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Hakk 'a adanmış ruhlar

Hakk 'a adanmış ruhlar
0
140

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Hakk 'a adanmış ruhlar

Hayatlarını Allah rızasını kazanma yolunda, O'nu sevip O'nun kadar sevilme idealine bağlamış adanmışların en çarpıcı yanları, en önemli şiddet kaynakları, maddîmânevî herhangi bir beklentilerinin olmamasında aranmalıdır Onların hesap ve plânlarında, ehli dünyanın fazla yük verdiği maliyetkâremekkazançservethuzur gibi hususların hiçbir kıymeti yoktur; asla değer açıklama etmezler ve ölçü de kabul edilemezler
Adanmışın mefkûre kıymeti, dünyevî değerlerin öyle üstündedir oysa, hedefe o, garazsızivazsız Allah'ın hoşnutluğudur kilitlenmiş böyle birine yörünge değiştirtmek çok kuvvet, diğer bir bedele bağlantı kurmak ise âdeta imkânsızdır Sahiden o, kalben, fâni ve zâil şeylerden en ince ayrıntısına kadar sıyrılarak bütün bütün bâkiye müteveccih olma yönünde o kadar bir değişim yaşamıştır ama, bir daha da dönüşüp başka bir şey olması ya da yükselip diğer bir hâl alması mefkûresinin üzerinde herhangi bir doruk tanımadığı için olası değildir O, kendini adamakıllı, insanlara Hakk'ı sevdirme ve Hak tarafından da sevilme gâyesini gerçekleştirmeye adadığı ve hayatını da başkalarını yaşatmaya bağladığı, gelip geçici beklentilerden sıyrılıp bir mânâda hedefini daraltarak kıymetlendirdiği ve dağınıklıktan kurtulup tevhidi kıbleye muvaffak olduğundan ötürü, toplum içinde onlarve biz, ötekilerve bizimkilergibi bölücü, parçalayıcı ve kavgaya düzgün mülâhazaların adamakıllı dışındadır ve kimseyle açıkkapalı herhangi bir problemi yoktur Problemi olması bir yandan o, daima çevresine yararlı olma mülâhazalarıyla oturupkalkmakta, içinde bulunduğu toplumla sürtüşmemeye fevkalâde ihtimam göstermekte, toplum içinde görüp sezdiği arızalar karşı da bir savaşçı gibi değil de, bir mürşid gibi davranarak, fertleri fazilete, yüce ahlâka yön belirleme istikametinde aktiviteler ortaya koymakta ve elden geldiğince, siyasî nüfuzdan ve ne sûretle olursa olsun hâkim olma, idare etme düşüncesinden uzaktan durmaktadır

Data, bilginin değerlendirilmesi, sağlam bir ahlâkî telakkî ve bunun, hayatın her alanına hâkim kılınması, imanlı fazilet ve onun vazgeçilmezliği gibi hususlar adanmış ruhların en manâlı derinliklerini teşkil eder Onlar, yarınları ve hususiyle de ahiretleri namına bir şey vadetmeyen nam u nişan, çıkar eksenli soğuk propaganda ve şov türü tavır ve davranışlardan kesintisiz uzak durur; ufuklarının enginliği ölçüsünde tekrar tekrar veri ve düşüncelerini temsille mânâlandırarak, kendilerini ilgiyle peşine düşüp takip ve taklit edenleri yüksek insanî değerlere yönlendirme hesabına ölesiye bir çaba sergilerler Bunu yaparken de, kendilerine herhangi bir pay çıkarmayı hiç mi hiç düşünmez ve yılandançıyandan kaçtıkları gibi şahsî avantaj ve çıkarlardan uzakta durmaya çalışırlar Zaten onların iç zenginlikleri de, bu türden reklama, ağız kalabalığına, vitrinciliğe gereklilik bırakmayacak ölçüde ilelmerkezbir güce sahiptir Ayrıca onların ruhlarından sızıp dışa vuran o şekerşerbet davranışları da, ağızlarının tadını haberdar olan herkesi büyüleyip arkalarından koşturacak mahiyettedir

Bu itibarla da onlar, hiçbir zaman kendilerini anlatmayı düşünmez; kredilerini yükseltme namına reklama, propagandaya başvurmaz ve tanınıp bilinme hususunda katiyen doyumsuzluk göstermezler Bunun yerine bütün baskı ve kuvvetleriyle kalbî, rûhî yaşam seviyesine ulaşmaya çalışır ve bu konudaki aktivitelerini de ihlâsa bağlar; sadece ve yalnızca Allah'ı memnun etmeyi düşünürler Ifadei diğerle bunlar, bütün faaliyetleriyle Allah rızasını hedefler ve ölesiye bir gayretle bu yüce hedefe ulaşmak için sürekli çırpınır durur ve o peygamberâne azimlerini dünyevî neticeler, hırs ve insanların teveccühü gibi hususlarla katiyen kirletmezler

Günümüzde, doğrudan doğruya, iman, İslâm ve Kur'ân tenkide ast tutulup sorgulandığı için, himmetler de tamamen bu taarruz noktalarına teksif edilmesine, fertlerin, İslâmî duygu ve zihin açısından takviye edilmesine, kitlelerin de hedefsizlikten kurtarılarak yüksek mefkûrelerle irtibatlandırılmalarına gereklilik var Fertleri her türlü arayıştan vâreste kılacak böyle bir ihtiyacın karşılanması ise, ama ve oysa imanın kendi renk, kendi desen ve kendi şivesiyle yeniden gönüllerde canlanmasına bağlıdır İsterseniz siz buna, insanların baştan kalbî ve rûhî hayata yönlendirilmesi de diyebilirsiniz Bazılarının her şeyi, içtimaî yapının değiştirilip dönüştürülmesine, dönüştürülüp yeni kalıplara ifrağ edilmesine bağladığı bir dönemde, böyle bir teşebbüs fevkalâde önemlidir Zira, diğer mülâhazada mümkün bir kısım vuruşmaların, sürtüşmelerin, ayrışmaların iddia mevzuu olmasına karşılık, böyle bir yönelişte daima, anlaşmalar, uzlaşmalar ve dayanışmalar söz konusudur

Adalet rızasına adanmış ruhlar, böyle bir tevhidi kıble mülâhazasından ötürü aklî ve mantıkî hayatları adına herhangi bir avarelik yaşamazlar Aksine onlar, tekrar tekrar mantık, muhakeme ve ilimlere karşısında açık durur ve bunu da gerçek imanın gereği bilirler Ne var fakat, bunların dünyevî tutkuları ve cismanî arzuları herkesin istidadına göre Hakk'a yakın durmalarının enginliğinde ve bir okyanus mahiyetindeki tevhidî mülâhazalarının derinliğinde ayrıntılarıyla eriyip gittiğinden, onların bu isteklerinin yerini, ayrı bir desen ve şiveyle Adalet hoşnutluğundan kaynaklanan bir hazi rûhânî almıştır Bu itibarla da, Hak rızasına adanmış ruhlar, kalbî ve rûhî hayatın zirvelerinde meleklerle fizik ötesi bir havayı solukladıkları aynı anda, dünyalılarla da örfâneler teşkil ederek hasbıhalde bulunabilir ve dünyevîliğin meşrû tüm gereklerini yerine getirebilirler Bu açıdan da onlar, hem dünyevî ayrıca de uhrevî sayılırlar Dünyevîlikleri, sebepler dairesinde bulunmalarından ve sebeplere riayet etme sorumluluğundan, uhrevîlikleri de her meseleyi kalbî ve rûhî hayatlarına tarafından değerlendirmelerindendir Kalbî ve rûhî hayatın muhakkak ölçüde dünyevîliği tahdîdi, tamamen bir terk mânâsına gelmediği için, onların dünyadan büsbütün kopmaları da söz konusu olmasa gerek Dünyadan kopmaları bir yanlamasına, onlar, defalarca dünyanın tam göbeğinde durur ve ona hükmederler; ama bu duruş hiçbir zaman dünya için ve dünya adına bir duruş değildir Tersine bu duruş, Allah namına esbaba riayet ve her şeyi ötelere bağlama hesabına bir duruştur

Esasen, bedeni kendi çerçevesinde, rûhu da kendi ufkunda tutmanın; veya hayatı, kalb ve ruh hakimiyetine alt götürmenin yolu da bu olsa gerek Sınırlı beden hayatının çerçevesi cismaniyetin darlığı ölçüsünde, aksine defalarca sonsuza açık yer alan rûhî hayatın ufku da nâmütenâhiliklere müteveccih olmalıdır İşte insan, bu seviyedeki yaşam ufku itibarıyla eğer, defalarca müteal düşüncelerle otururkalkar; hayatını onu bahşedene alt götürür, yaşatmayı yaşamanın en manâlı derinliği sayar ve daima zirveleri kollarsa, ister istemez müteal bir programın uygulayıcısı hâline gelir; dolayısıyla da, emin çerçevede şahsî hazlarını ve zevklerini sınırlandırmış olur

Şüphesiz hayatı bu ölçüde bir derinliğe alt götürmek oldukça zordur; fakat bu kuvvet meslek, kendini Allah'a adamış, O'nu tanıtıp sevdirmeyi hayatının gâyesi hâline getirmiş; sabahtanakşam bir eli insanların kalb kapılarında, diğer eli de Hakk'ın kapısının tokmağında hiç sonsuz bir mekik hareketiyle gelipgidip herkesi Hak'la buluşturmaya çalışan ruhlar için gayet kolaydır Sahiden, her zaman sînesinde Yaradan'a imanın sıcaklığını duyan, ara sıra haşyet, bazen de muhabbetle çevresine gönlünün dilinden bir şeyler anlatmaya çalışan biri için, hiçbir meselede zorluk söz konusu olamaz Böyle bir gönül eri daha bitmiş, O'na deviri nazar edip sırf O'nu düşündüğü, O'nunla münasebete geçme yolları araştırmasına, her vesileyi O'na ulaşma istikametinde değerlendirmesine mukabil, Allah da ona, özel teveccühte bulunur, onun, nezdi ulûhiyetindeki konumunu nazara vererek, herkesin ona saygılı olması gerektiğini hatırlatır ve arzî minik bir vefayı, semâvî vefanın kat katıyla mükâfatlandırır İşte o semâvî iltifattan tek damlaya sıkıştırılmış koca bir derya: Sabahleyinakşam Rabbilerine, sırf O'nun cemal ve rızasına müştak niyaz edip duranları sakın yanından uzaklaştırma! Ne sen onlardan ne de onlar senden sorumluluk sahibi değilsiniz(En'am, 652) Burada Allah'ın, peygamberini ikaz edip kovma!dediği bu kimseler, Resûlullah meclisinin müdavimleri ve kendilerini Hak hoşnutluğunu tahsile adamış ruhlardan başkaları değildi

Adanmışlığın içten ve samimî olmasına kadar tekrar tekrar, böylelerine Cenâbı Hak göre özel bir teveccüh söz konusudur Evet bir insan, gönülden Allah'a bağlanması ve O'nu memnun etmeyi hayatının gâyesi hâline getirmesi ölçüsünde övgü görür, takdir alır ve gökler ötesi âlemlerin muhavere mevzuu olur Böyle birinin bu dünyadaki her samimî us, laf ve davranışı, ötede, talihin tebessüm eden yüzüdiyebileceğimiz ışıktan bir atmosfere dönüşerek, kaderinin tebessümler yağdıran sahifeleri hâline gelecektir Yelkenlerini ak bahtının rüzgârlarıyla doldurmuş işte böyle bir uğurlu, O'na tayini nazar etmesi ölçüsünde yüzer hususî teveccüh esintileriyle ve hiçbir şeye takılmadan hep O'na doğru Böyleleriyle alâkalı Kur'ân'ın ortaya koyduğu resim temâşâya bedel bir resimdir: Onlar böylece bahtiyar yiğitlerdir ki, ne ticaret, ne alış veriş alıkoymaz onları Hakk'ı anmaktan, namaz kılıp zekat vermekten (Nasıl alıkor ki) onlar, kalb ve gözlerinin dehşetle hâlden hâle gireceği bir (muhteşem) günün endişesiyle her zaman korkar dururlar Allah da onlara, bu hâllerine karşılık mükâfatların en güzelini verir ve dilediğine (fazlından) daha da fazlasını lütfeder(Nur, 243738)

Omuzlarından bütün gam ve hüzün yüklerini atmış ve Hakk'a teslimiyetle bütün sıkıntılardan kurtulmuş bu kabil âzâd gönüllerin, artık arayıp bulacakları hiçbir şey kalmamıştır; zira kalb ve ruh dünyaları itibarıyla onların mazhariyetlerinin yanına tüm fâni nimetler, zevkler, safalar bulaşık masalar üzerinde manâsız kâselerden farksızdır Onların gönül dünyalarında tüllenen güzellikler karşısında, dünya ve içindekiler palavracı bir masaldan ibarettir Zaten baharda yeşerip de yazda renk atanların diğer türlü olması da düşünülemez İşte tekrar tekrar bu gerçeğin şuurunda olan bekâ yörüngeli ruhlar, ebedî maiyyet vadetmeyen her şeye bir iptal çizgisi çeker ve arkalarına bakmadan yürürler gönül koridorlarıyla sonsuzun senet ve bahçelerine takılmazlar dünyaya ve dünyevîliklere *
 

Similar threads

Husûsî Bir Açıdan İman Tarifler çerçevesinde veya bilim ve mârifet nazariyesi açısından iman; emn ü emankökünden türetilmiş, inanmak, güven vadetmek, başkalarının emniyetini temin etmek veya kesin, güvenilir ve sağlam almak mânâlarına gelen bir sözcük Allah'a itimat etmek, O'nu doğrulamak ve...
Cevaplar
0
Görüntüleme
153
MÂNEVÎ TERBİYEDE METOD Şâhı Nakşibend Hazretleri, tasavvufta kalbi tasfiye ve nefsi tezkiye hususunda dikkat ettiği incelikleri şöyle demeç buyurmuşlardır: Bizler mürîdi zorunlu olduğu tarzda, yâni onun içinde bulunduğu hâle tarafından terbiye ederiz Îcâbında cezbe, îcâbında sülûk yolunu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
130
islamın gölgesinde yaşam İslâm'ın gölgesinde hayat, insanın ilâhî lütuflara mazhariyetinin bir öbür unvanıdır Hayatını Kur'ân'a alt yaşama bahtiyarlığına erememiş kimselerin, İslâm'ın gölgesinde yaşamanın büyüsünü anlamaları muhtemel değildir Onu, kendi nev'i şahsına bilerek çerçevesiyle duyup...
Cevaplar
0
Görüntüleme
149
Meleklerde Nefis Var mıdır? Melekler asla isyan etmezler. Nitekim şu ayetler bunu açıkça bildirmektedir: "... Melekler, onurlu kullardır. Onlar Allah’tan önce söz söylemezler ve ne yaparlarsa sırf O'nun emri ile yaparlar." (bk. Enbiya Suresi, 21/26-27) "Onlar, Allah'ın emirlerine (isyan...
Cevaplar
0
Görüntüleme
305
İbnü'lCevzi, İbn Kayyim ve İbn Teymiyye ye göre Aşk İbnü'lCevzi, İbn Kayyim ve İbn Teymiyye gibi alimler genellikle kelime ve kavram olarak aşkı reddeder, yerine muhabbeti koyarlar Onlara göre aşk; Şer'an da aklen de kötü, muhabbet ise hem din hem akıl yönünden faydalı ve güzel bir duygudur...
Cevaplar
0
Görüntüleme
100
858,505Konular
982,722Mesajlar
33,057Kullanıcılar
yaramaz61Son üye
Üst Alt