iltasyazilim
FD Üye
Hifa Hatun (ibretlik hikayesi)
Emirü’lmüminin Hasan bin Ali radıyallahu anhüma’nın, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den naklettiği bir hadisi şerifte:
“Sadece malı için bir kadınla evleneni, Allahü Teala fakir eder Güzelliği için evlenen güzelliğinden fayda görmez Dini için onunla evlenirse, o kadın erkeğe bereket olur buyurulmuştur
Hifa, Medinei Münevvere’de, güzelliği dillerde dolaşan, genç ve zengin bir kadın idi Bir gün Peygamber Efendimiz’in sallallahu aleyhi ve sellem huzuruna gelip:
“Ya Rasulullah, bana, beni Cennete götürecek bir iş öğret! dedi
Herkesin durumuna ve ihtiyaçlarına göre nasihatlarda bulunan İki cihan güneşi Efendimiz:
“Bir an önce evlenmeni tavsiye ederim Böylece dininin diğer yarısını emniyete alırsın
buyurdular
Hifa Hanım:
“Ya Rasulullah, bana kim küfüv (denk) olabilir? Beni, Habeş hükümdarı Necaşi istemişti Ubeydullah yüz deve ve daha bir çok şey mehir olarak vaad etmişti Ben onu da kabul etmemiştim Siz kimi münasip görürseniz, razıyım dedi
O sırada gönlünden, Peygamber Efendimizin kendisini müminlerin annelerinden kılacağı ümidi geçiyordu
Rasulullah kimseyi gücendirmemek için:
“Yarın sabah, mescide ilk önce gelen kimse ile bu hanımın nikahını kıyacağım buyurdular
Sabahleyin, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem mescide ilk önce gelecek kimseyi bekliyordu
Birden kapıda Süheyb radıyallahu anh göründü Son derece güzel ve zengin bir kadın olan Hifa’nın aksine, Süheyb, kimsesiz, fakir, siyaha yakın renkli, çelimsiz, görünüşü hoş olmayan bir kimse idi
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sabah namazından sonra, Hifa Hatun’u çağırdı ve durumu bildirdi Hifa, Allahü Teala’nın kazasına ve Allah Rasulü’nün tavsiyesine gönül hoşluğu ile razı oldu Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir hutbe okudu ve:
“Ey Süheyb, kalk, hanımın için çarşıdan bir şey al! buyurdu Süheyb:
“Ya Rasulallah, bir dirhem gümüşüm bile yok! dedi
Hifa Hatun, kocasına 10 bin dirhem gümüş hediye ettiğini söyledi Peygamber Efendimiz, Süheyb’i pazara gönderdi Düğün için gerekli şeyleri alıp dönen Süheyb’e:
“Ey Süheyb, şimdi de hanımının elinden tut ve onu evine götür! buyurdular Süheyb çaresiz boynunu büktü ve:
“Ya Rasulallah, benim evim mesciddir, nereye götüreyim? dedi
Yüzü güzel olduğu gibi, kalbi de güzel olan Hifa:
“Filan yerdeki konağımı sana bağışladım Kalk, beni oraya götür! dedi
Allah’ın Rasülu ikisine de dua etti ve ashabı kiramla birlikte bu yeni aileyi yolcu ettiler Hifa Hatun ve Süheyb radıyallahu anhuma yemeklerini hamd ederek tamamladılar Yatacakları esnada, Hifa hatun:
“Ey Süheyb, ben sana nimetim, sen bana mihnetsin Sen bu nimete şükür için, ben de bu mihnete sabır tevfikine şükür için, gel, bu geceyi ibadet ve taatla geçirelim Sen şükür ediciler, bende sabır ediciler sevabına kavuşalım Zira Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cennette yüksek bir çardak vardır Burada sadece şükredenler ve sabredenler bulunur Buyurmuşlardı dedi
O gece, ikisi de taat ve ibadet ile meşgul oldular Süheyb, ertesi gün mescide geldiğinde, Cebrail aleyhisselam, geceki hallerini Rasulullah’a çoktan bildirmişti
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ey Süheyb, geceki halinizi sen mi anlatırsın, ben mi haber vereyim? diye sordular
Süheyb radıyallahu anh:
“Ya Rasulallah, siz söyleyiniz dedi
Rasulullah, olanları ve ibadetlerini anlattı Sonra da ikisini cennet ve cemali ilahi ile müjdeledi Süheyb sevincinden o an başını secdeye koydu ve:
“Ya Rabbi, eğer beni mağfiret etmişsen, bir daha günah kirine bulaşmadan ruhumu kabz et! dedi
Allahü Teala, duasını kabul etti ve secdeden başını kaldırmadan onun canını aldı Olanları seyredenler şaşırmış, bir kısmı da ağlamaya başlamıştı Peygamber Efendimiz:
“Size bundan daha tuhafını haber vereyim mi? şu an Hifa da ruhunu Hakk’a teslim etti buyurdular
Bu iki aşk, teslimiyet ve takva abidesinin cenaze namazını Peygamber Efendimiz bizzat kıldırdı Ve onları yan yana defnettirdi Başları ucuna iki tahta koyup, birine “bu, Allah Teala’nın nimetine şükredenin kabridir; diğerine de “bu Allah’ın mihnete sabredenin kabridir yazıldı
Emirü’lmüminin Hasan bin Ali radıyallahu anhüma’nın, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den naklettiği bir hadisi şerifte:
“Sadece malı için bir kadınla evleneni, Allahü Teala fakir eder Güzelliği için evlenen güzelliğinden fayda görmez Dini için onunla evlenirse, o kadın erkeğe bereket olur buyurulmuştur
Hifa, Medinei Münevvere’de, güzelliği dillerde dolaşan, genç ve zengin bir kadın idi Bir gün Peygamber Efendimiz’in sallallahu aleyhi ve sellem huzuruna gelip:
“Ya Rasulullah, bana, beni Cennete götürecek bir iş öğret! dedi
Herkesin durumuna ve ihtiyaçlarına göre nasihatlarda bulunan İki cihan güneşi Efendimiz:
“Bir an önce evlenmeni tavsiye ederim Böylece dininin diğer yarısını emniyete alırsın
buyurdular
Hifa Hanım:
“Ya Rasulullah, bana kim küfüv (denk) olabilir? Beni, Habeş hükümdarı Necaşi istemişti Ubeydullah yüz deve ve daha bir çok şey mehir olarak vaad etmişti Ben onu da kabul etmemiştim Siz kimi münasip görürseniz, razıyım dedi
O sırada gönlünden, Peygamber Efendimizin kendisini müminlerin annelerinden kılacağı ümidi geçiyordu
Rasulullah kimseyi gücendirmemek için:
“Yarın sabah, mescide ilk önce gelen kimse ile bu hanımın nikahını kıyacağım buyurdular
Sabahleyin, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem mescide ilk önce gelecek kimseyi bekliyordu
Birden kapıda Süheyb radıyallahu anh göründü Son derece güzel ve zengin bir kadın olan Hifa’nın aksine, Süheyb, kimsesiz, fakir, siyaha yakın renkli, çelimsiz, görünüşü hoş olmayan bir kimse idi
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sabah namazından sonra, Hifa Hatun’u çağırdı ve durumu bildirdi Hifa, Allahü Teala’nın kazasına ve Allah Rasulü’nün tavsiyesine gönül hoşluğu ile razı oldu Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir hutbe okudu ve:
“Ey Süheyb, kalk, hanımın için çarşıdan bir şey al! buyurdu Süheyb:
“Ya Rasulallah, bir dirhem gümüşüm bile yok! dedi
Hifa Hatun, kocasına 10 bin dirhem gümüş hediye ettiğini söyledi Peygamber Efendimiz, Süheyb’i pazara gönderdi Düğün için gerekli şeyleri alıp dönen Süheyb’e:
“Ey Süheyb, şimdi de hanımının elinden tut ve onu evine götür! buyurdular Süheyb çaresiz boynunu büktü ve:
“Ya Rasulallah, benim evim mesciddir, nereye götüreyim? dedi
Yüzü güzel olduğu gibi, kalbi de güzel olan Hifa:
“Filan yerdeki konağımı sana bağışladım Kalk, beni oraya götür! dedi
Allah’ın Rasülu ikisine de dua etti ve ashabı kiramla birlikte bu yeni aileyi yolcu ettiler Hifa Hatun ve Süheyb radıyallahu anhuma yemeklerini hamd ederek tamamladılar Yatacakları esnada, Hifa hatun:
“Ey Süheyb, ben sana nimetim, sen bana mihnetsin Sen bu nimete şükür için, ben de bu mihnete sabır tevfikine şükür için, gel, bu geceyi ibadet ve taatla geçirelim Sen şükür ediciler, bende sabır ediciler sevabına kavuşalım Zira Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cennette yüksek bir çardak vardır Burada sadece şükredenler ve sabredenler bulunur Buyurmuşlardı dedi
O gece, ikisi de taat ve ibadet ile meşgul oldular Süheyb, ertesi gün mescide geldiğinde, Cebrail aleyhisselam, geceki hallerini Rasulullah’a çoktan bildirmişti
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ey Süheyb, geceki halinizi sen mi anlatırsın, ben mi haber vereyim? diye sordular
Süheyb radıyallahu anh:
“Ya Rasulallah, siz söyleyiniz dedi
Rasulullah, olanları ve ibadetlerini anlattı Sonra da ikisini cennet ve cemali ilahi ile müjdeledi Süheyb sevincinden o an başını secdeye koydu ve:
“Ya Rabbi, eğer beni mağfiret etmişsen, bir daha günah kirine bulaşmadan ruhumu kabz et! dedi
Allahü Teala, duasını kabul etti ve secdeden başını kaldırmadan onun canını aldı Olanları seyredenler şaşırmış, bir kısmı da ağlamaya başlamıştı Peygamber Efendimiz:
“Size bundan daha tuhafını haber vereyim mi? şu an Hifa da ruhunu Hakk’a teslim etti buyurdular
Bu iki aşk, teslimiyet ve takva abidesinin cenaze namazını Peygamber Efendimiz bizzat kıldırdı Ve onları yan yana defnettirdi Başları ucuna iki tahta koyup, birine “bu, Allah Teala’nın nimetine şükredenin kabridir; diğerine de “bu Allah’ın mihnete sabredenin kabridir yazıldı
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.