iltasyazilim
FD Üye
Mekanizm, bütün olayları hareket ve hareket yasalarına dayanarak açıklayan gösterme Bu görüşte fizik dünya olayları yanına, canlılar dünyasındaki olaylar da hareket ve hareket yasalarına geri götürülerek açıklanır
Mekanik yorumlama biçimine, Batı düşüncesinde ilk önce Demokritosta rastlanmaktadır Demokritos “oluş sorununa getirmiş olduğu yanıtta ilkin, atomları kendi kendilerine hareket eden asıl varlıklar olarak düşünür Sonradan bu esas varlıkların hareketini ve dolayısıyla da uzaktaki yerlerini ağırlıklarıyla bağıntılı olarak saptar Atomların bu hareketleriyle çarpışmaları, bir araya gelmeleri, dağılmaları sonunda oluş ortaya çıkar
Demokritosa kadar oluş ve kâinat, atomların hareketleri ve birbirlerini etkilemeleri sonunda ortaya çıkmıştır Her atomun hareketi özü gereği zorunlu olduğu için, oluş da zorunludur Demokritosa kadar oluşa hakim olan mekanizm, sadece fizik dünyada yok, bununla beraber psişik olayların oluşumunda da egemendir Demokritosun anlayışında materyalist bir esas kendini göstermektedir bununla beraber bütün mekanist anlayışlarda aynı temelin bulunduğu söylenemez Örneğin din kökenli anlayışlarda mekanizm birincil hareket ettirici olarak Tanrıyı görür Sözgelimi Aquinolu Thomas, Aristotelesin de etkisiyle geliştirdiği varlık anlayışında var olan hareketin kaynağında ilk hareket ettiriciyi; Tanrıyı görür Oluşu başlatan böylece Tanrıdır Materyalist temelli olmayan mekanist anlayışları din dışı görüşlerde de bulmak olasıdır Ortaçağın etkisinden sıyrılmaya , Rönesansa açılmaya başladığı sırada Batı düşüncesinde özellikle fizik bilimler konusunda önemli adımlar atılmaktaydı Doğa anlayışında artık doğayı araştırmayı ilke edinmiş olan Rönesansta *mekanizm de önemle benimsenen tanımlama temellerinden biriydi Rönesansta, doğa anlayışının en tipik temsilcilerinden biri olan Galileo için manâlı olan nitelikler yok, ölçülebilir olan niceliklerdir Bir doğa olayını iyi anlamak, onu ölçülebilir öğelere dağıtmak, sonra bunu yine matematiksel olan formüllerle dile getirmektir Doğa bilimi yalnızca nicelik işlerini ve bu bağlamda hareketi inceler Çünkü doğa hareketli bir bütündür ve matematik formüllerle dile gelen de bu hareketin durumlarıdır Doğaya baskın olan harekettir Öyleyse esas bilim, mekanik almak zorundadırTüm Rönesansta âlem açıklamalarının en esas bilimi araştıran mekaniktir
Rönesansın devamı, fakat oradaki verilerin toparlandığı, dizgeli (sistemli) bütünlüğe ulaştığı yer olan 17 yyda da mekanizm etkisini aynı güçle sürdürür Çünkü bu asır için en yetkin bilim matematiksel fiziktir Galileo ’nun (inertia) süredurum yasası, yani: dışarıdan bir kuvvet işe karışmadıkça bir cismin hareketinin durumunda ve doğrultusunda değişiklik olmaz, diye dile gelen yasa geçerliktedir Aynı yasa, yeniden mekanik temelli olan Newtonun “Genel Çekim Yasası ile bu çağda bütünleşir*17yy felsefesinin kurucusu farzedilen René Descartes, doğa anlayışında mekanizme dayanır; mekanizmi felsefesinde esas öğe olarak ele alıp, işler Descartesa kadar doğa büsbütün mekanik bir düzendir Bu bakımdan doğa harekete yan olan etkileriyle işleyen bir cihaz gibidir Doğada reel olarak sözü edilebilecek olan iki şey vardır: Cismin belirleyici özelliği olan yer kaplama ile oluşu ortaya çıkartan yer değişiklik, yani hareket, öteki bütün olup bitenler bunlardan türerler Cisimlerin sürüp giden hareketlerinin kaynağı nedir, hareket nereden başlamaktadır, sorularına, vücut kuvvetsizdir diyen Descartesa göre, ilk hareketin nedeni ya da birincil hareket ettirici Tanrıdır
Rönesans ve bilhassa Galileo fiziğinden gelen mekanizm etkisi,17yyda Descartes ’dan yola çıkan bütün felsefelerde kendisini gösterirİmmanuel Kant, Salt Aklın Elende doğayı mekanik bir bütünüyle görür Doğa mekanizm yasaları uyarınca, yani nedensellikle birbirine tabi bir ortamdırKant 3 eleştirisi olan Yargı Gücünün Eleştirisi adlı yapıtında bu mekanik bütünlüğü ereklilik (teleoloji) ile bağdaştırmaya çalışır*Nedensellikle emrindeki olarak ortaya meydana çıkan mekanist kavrayış, tek tek bilimlerde, o bilimin alanı uyarınca kendisini gösterir
Litaratür:
wwwdiyadinnetcomYararliBilgiler1244&Veri mekanik
Mekanik yorumlama biçimine, Batı düşüncesinde ilk önce Demokritosta rastlanmaktadır Demokritos “oluş sorununa getirmiş olduğu yanıtta ilkin, atomları kendi kendilerine hareket eden asıl varlıklar olarak düşünür Sonradan bu esas varlıkların hareketini ve dolayısıyla da uzaktaki yerlerini ağırlıklarıyla bağıntılı olarak saptar Atomların bu hareketleriyle çarpışmaları, bir araya gelmeleri, dağılmaları sonunda oluş ortaya çıkar
Demokritosa kadar oluş ve kâinat, atomların hareketleri ve birbirlerini etkilemeleri sonunda ortaya çıkmıştır Her atomun hareketi özü gereği zorunlu olduğu için, oluş da zorunludur Demokritosa kadar oluşa hakim olan mekanizm, sadece fizik dünyada yok, bununla beraber psişik olayların oluşumunda da egemendir Demokritosun anlayışında materyalist bir esas kendini göstermektedir bununla beraber bütün mekanist anlayışlarda aynı temelin bulunduğu söylenemez Örneğin din kökenli anlayışlarda mekanizm birincil hareket ettirici olarak Tanrıyı görür Sözgelimi Aquinolu Thomas, Aristotelesin de etkisiyle geliştirdiği varlık anlayışında var olan hareketin kaynağında ilk hareket ettiriciyi; Tanrıyı görür Oluşu başlatan böylece Tanrıdır Materyalist temelli olmayan mekanist anlayışları din dışı görüşlerde de bulmak olasıdır Ortaçağın etkisinden sıyrılmaya , Rönesansa açılmaya başladığı sırada Batı düşüncesinde özellikle fizik bilimler konusunda önemli adımlar atılmaktaydı Doğa anlayışında artık doğayı araştırmayı ilke edinmiş olan Rönesansta *mekanizm de önemle benimsenen tanımlama temellerinden biriydi Rönesansta, doğa anlayışının en tipik temsilcilerinden biri olan Galileo için manâlı olan nitelikler yok, ölçülebilir olan niceliklerdir Bir doğa olayını iyi anlamak, onu ölçülebilir öğelere dağıtmak, sonra bunu yine matematiksel olan formüllerle dile getirmektir Doğa bilimi yalnızca nicelik işlerini ve bu bağlamda hareketi inceler Çünkü doğa hareketli bir bütündür ve matematik formüllerle dile gelen de bu hareketin durumlarıdır Doğaya baskın olan harekettir Öyleyse esas bilim, mekanik almak zorundadırTüm Rönesansta âlem açıklamalarının en esas bilimi araştıran mekaniktir
Rönesansın devamı, fakat oradaki verilerin toparlandığı, dizgeli (sistemli) bütünlüğe ulaştığı yer olan 17 yyda da mekanizm etkisini aynı güçle sürdürür Çünkü bu asır için en yetkin bilim matematiksel fiziktir Galileo ’nun (inertia) süredurum yasası, yani: dışarıdan bir kuvvet işe karışmadıkça bir cismin hareketinin durumunda ve doğrultusunda değişiklik olmaz, diye dile gelen yasa geçerliktedir Aynı yasa, yeniden mekanik temelli olan Newtonun “Genel Çekim Yasası ile bu çağda bütünleşir*17yy felsefesinin kurucusu farzedilen René Descartes, doğa anlayışında mekanizme dayanır; mekanizmi felsefesinde esas öğe olarak ele alıp, işler Descartesa kadar doğa büsbütün mekanik bir düzendir Bu bakımdan doğa harekete yan olan etkileriyle işleyen bir cihaz gibidir Doğada reel olarak sözü edilebilecek olan iki şey vardır: Cismin belirleyici özelliği olan yer kaplama ile oluşu ortaya çıkartan yer değişiklik, yani hareket, öteki bütün olup bitenler bunlardan türerler Cisimlerin sürüp giden hareketlerinin kaynağı nedir, hareket nereden başlamaktadır, sorularına, vücut kuvvetsizdir diyen Descartesa göre, ilk hareketin nedeni ya da birincil hareket ettirici Tanrıdır
Rönesans ve bilhassa Galileo fiziğinden gelen mekanizm etkisi,17yyda Descartes ’dan yola çıkan bütün felsefelerde kendisini gösterirİmmanuel Kant, Salt Aklın Elende doğayı mekanik bir bütünüyle görür Doğa mekanizm yasaları uyarınca, yani nedensellikle birbirine tabi bir ortamdırKant 3 eleştirisi olan Yargı Gücünün Eleştirisi adlı yapıtında bu mekanik bütünlüğü ereklilik (teleoloji) ile bağdaştırmaya çalışır*Nedensellikle emrindeki olarak ortaya meydana çıkan mekanist kavrayış, tek tek bilimlerde, o bilimin alanı uyarınca kendisini gösterir
Litaratür:
wwwdiyadinnetcomYararliBilgiler1244&Veri mekanik