iltasyazilim
FD Üye
Zekat Ödeme Yolları
Zekata emrindeki olan altın, gümüş, ekin, hayvanat ve ticaret mallarının zekatlarını kişisel olarak kendilerinden vermek caiz olduğu gibi, bunların kıymetlerini belirlemek de caizdir Burada mülk sahibleri serbesttir Keffaretlerde, nezirlerde ve fitrelerde de hüküm böyledir Bu ibadetin vacib olmasındaki hikmet, fakirleri ihtiyaçtan kurtarmaktır Bu hikmet ise, bu malların kıymetlerini vermekle de gerçekleşir
Bundan dolayı bir kimse, altının zekatı için gümüş, zahire ya da bez verebilir Saime olan hayvanlar için veya ticaret maları için de, nakden para verilebilir Ama burada fakirler için daha faydalı olan yönü yeğlemek iyidir
(İmam Şafiî'ye tarafından, üzerlerine zekat gereken şeylerin aynen kendilerinden verilmesi lazım gelir Kıymetleri verilmez)
Zekatı gerektiren bir eşya ya da alacak karşılığında diğer bir eşyayı zekat tahsis etmek caiz olduğu gibi, bir borcu da ele geçirilemeyecek bir borç karşılığında fakire bağışlamak caizdir Fakat bir borcu, bir malın veya ele geçirilecek bir borcun karşılığında zekat olarak affetmek caiz değildir Çünkü borç, maliyet bakımından maldan noksandır Bundan Böyle bütün olan bir şey karşılığında eksik olan bir şey verilemez Ele geçirilecek bir borç da, mülk yerindedir
Yine, bir fakirdeki alacağını o fakire tamamen bağışlasa, zekata kasıt etmiş olsun olmasın, bu alacağın zekatını vermiş olur Ama bu alacağının bir kısmını bu fakire bağışlasa, yalnız bu bağışlanan kısmın zekatı verilmiş olur Tahsil edeceği diğer paranın zekatı verilmiş olmaz
Yeniden, bir kimse bir fakirdeki alacağını, kendi elindeki bir malın zekatı için o fakire bağışlasa, bununla o malın zekatını vermiş olmaz
Tekrar, bir kimse bir fakirin üzerindeki alacağını öteki bir şahsın üzerindeki alacağının zekatı için o fakire bağışlasa, bununla o şahıstaki alacağının zekatını vermiş olamaz
Bir kimse, yoksul olan borçlusunu borcundan kurtarmak ve kendisi de elindeki malların zekatını kısmen olsun ödemek isterse, borçlusuna borcu kadar nakid bir parayı zekat niyeti ile verir Borçlu da eline geçirdiği bu para ile borcunu alacaklısına öder
Varlıklı bir kimsenin üzerindeki bir borç, üzerinden bir yıl geçtikten daha sonra o zengine bağışlansa, sahih olan görüşe tarafından, bu borcun zekatı düşmez
Bir kimse, bir adamdaki alacağını, elindeki bir malın zekatına saymak üzere, bir fakirin o parayı gidip almasına müsaade etse, bununla o zekat fakirin eline geçmesiyle ödenmiş olur
Toplanmış olan nisabları karışıklığa itmek caiz olmadığı gibi, ayrılmış nisabları biriktirmek da caiz değildir Şöyle ancak:
Bir kimsenin seksen koyunu bulunsa, yalnız bir koyun zekat vermesi gerekir Yahut koyunlar iki nisab mikdarına ulaştığı için iki koyun zekat belirlemek gerekmez Fakat iki kişinin eşitlik üzere ortak seksen koyunu bulunsa, bunların iki koyun zekat vermesi gerekir Çünkü her ortağın nisab mikdarı koyunu vardır Bunlar toplanamaz Bu koyunlar, yalnız bir kişinin malı imiş gibi sayılamaz
İki kişi arasında iki taraflı olan kırk koyun veya yirmi miskal altın ise, zekata ast başka mallar bulunmayınca, zekat gerekmez Çünkü ortaklardan hiç biri nisab mikdarına kimsesiz sahib değildir
İki ortaktan birinin hissesi nisab mikdarına ulaştığı halde diğerininki ulaşmıyorsa, bu kimse zekat vermez Nisaba malik olan verir Birisinin koyunları kırk, diğerinin koyunları yirmi tane bulunsa, birincisi bir koyun zekat verir, ikincisi hiç vermez
Aynı şekilde, zekat vermekle sorumlu olan bir kimse ile sorumlu olmayan arasında karşılıklı olan mallar hakkında da hüküm böyledir Sorumlu olan zekatını verir, sorumlu olmayan karşılıklı ise, hissesi mikdarına göre zekatını verir, diğerinin hissesinden zekat gerekmez
Nisab mikdarında olan bir malın zekatı, daha yıl dolmadan erkene alınarak verilebilir Çünkü vücuba sebeb olan nisab bulunmuştur Sonra ödenecek olan bir borcu öne alıp acele ödemek aslında sahihtir Bu fakirler için yardımsever olan bir iştir Lakin nisab mikdarında olmayan bir mülk için, böyle zekatın yıl dolmadan önce verilmesi caiz değildir Bu mülk sonradan nisab mikdarına ulaşmış olursa, o andan itibaren bir yıl sonunda hem zekatını devretmek gerekir Evvelden verilmiş olan zekat, bir sadaka yerine geçer
(İmam Malik'e tarafından, zekat acele edilerek vaktinden önce verilemez, ibadetler de benzer şekilde, vakitlerinden önce yerine getirilemez İmam Şafiî'ye tarafından, yalnız bir senelik zekat evvelden verilebilir Daha fazla yıllar için önceden verilemez)
Nisab mikdarındaki bir malın birkaç yıllık zekatı aniden verilebilir Yıl sonunda bu mikdar mevcut bulunmadıkça zekatları verilmiş olur Bu mikdar azalırsa, verilen artı kısım sadaka yerine geçer
Bir kimsenin örneğin, yüz lirası olduğu halde, önceden acele olarak iki yüz liralık zekat verip de aynı yılda sahib olacağı öteki yüz liranın zekatına ve sahib olmadığı takdirde bu mevcut yüz liranın ertesi yıl için olan zekatına sayılmasına kasıt etse, bu niyeti caiz olur
Bir kimsenin örneğin, bin lirası olduğu halde, iki bin lira sanarak ona kadar zekat verecek olsa, bu pozitif verdiği zekatı ertesi senenin zekatına sayabilir
Bir kimse, her ikisi de, ayrı ayrı nisab mikdarında olan altın ve gümüşten ibaret mallarından yalnız birinin adına zekatını telaş ederek önceden vermiş bulunsa, bu zekat her ikisine sayılarak verilmiş olur Çünkü bunlar, cinsleri bir sayılıp birbirine ilave edildiğinden böyle bir ayırım boşunadır Onun için bunlardan biri, sene içinde helak olsa, bu zekat tamamen diğeri için sayılmış olur Fakat hayvanlar hakkında böyle değildir Bu nesil hayvanların zekatını böyle acele olarak önceden belirlemek, diğerlerinin zekatına sayılamaz
Bir kimse, malının zekatından bir fakirin borcunu, fakirin izni ile ödeyecek olsa, zekatını vermiş olur Lakin fakirin izni olmadan ödeyecek olsa, borç düşer; lakin zekat verilmiş olmaz
Bir kimse, usul ve füruundan olmayan ve yalnız akrabalık yönünden nafakası üzerine düşen bir yetime, zekat niyeti ile elbise yaptırsa ya da bir gıda verse, zekatı yerine geçer Lakin böyle bir yetimi kendi sofrasına alıp beraberce yedikleri yemeği zekatına saymak isterse, bu İmam Ebû Yusuf'a kadar caiz olursa da, İmamı Azam ile İmam Muhammed'e kadar caiz olmaz Çünkü bu halde temlik bulunmaz
Zekatın, zekata ehil olan kimseye temlik edilmesi (mülkiyetine geçirilmesi) şarttır Onun için fakirlere ikram olarak yedirilen yemek zekat sayılmaz
Tekrar, bir hayır işine harcanan para zekata sayılamaz Zekat parası ile hac yaptırılamaz Yeniden zekat parası ile ölülere kefen alınamaz ya da borçları ödenemez Fakat bir yoksul, aldığı zekat parasını kendi rızası ile bu gibi hayır yollarına harcasa, bundan keza o fakir, ayrıca de ona zekatı vermiş olan şahıs sevab kazanmış olur
Yine, bir fakiri bir evde oturtmakla zekata saymak caiz olmaz Çünkü bu bir temlik sayılmaz *
Zekata emrindeki olan altın, gümüş, ekin, hayvanat ve ticaret mallarının zekatlarını kişisel olarak kendilerinden vermek caiz olduğu gibi, bunların kıymetlerini belirlemek de caizdir Burada mülk sahibleri serbesttir Keffaretlerde, nezirlerde ve fitrelerde de hüküm böyledir Bu ibadetin vacib olmasındaki hikmet, fakirleri ihtiyaçtan kurtarmaktır Bu hikmet ise, bu malların kıymetlerini vermekle de gerçekleşir
Bundan dolayı bir kimse, altının zekatı için gümüş, zahire ya da bez verebilir Saime olan hayvanlar için veya ticaret maları için de, nakden para verilebilir Ama burada fakirler için daha faydalı olan yönü yeğlemek iyidir
(İmam Şafiî'ye tarafından, üzerlerine zekat gereken şeylerin aynen kendilerinden verilmesi lazım gelir Kıymetleri verilmez)
Zekatı gerektiren bir eşya ya da alacak karşılığında diğer bir eşyayı zekat tahsis etmek caiz olduğu gibi, bir borcu da ele geçirilemeyecek bir borç karşılığında fakire bağışlamak caizdir Fakat bir borcu, bir malın veya ele geçirilecek bir borcun karşılığında zekat olarak affetmek caiz değildir Çünkü borç, maliyet bakımından maldan noksandır Bundan Böyle bütün olan bir şey karşılığında eksik olan bir şey verilemez Ele geçirilecek bir borç da, mülk yerindedir
Yine, bir fakirdeki alacağını o fakire tamamen bağışlasa, zekata kasıt etmiş olsun olmasın, bu alacağın zekatını vermiş olur Ama bu alacağının bir kısmını bu fakire bağışlasa, yalnız bu bağışlanan kısmın zekatı verilmiş olur Tahsil edeceği diğer paranın zekatı verilmiş olmaz
Yeniden, bir kimse bir fakirdeki alacağını, kendi elindeki bir malın zekatı için o fakire bağışlasa, bununla o malın zekatını vermiş olmaz
Tekrar, bir kimse bir fakirin üzerindeki alacağını öteki bir şahsın üzerindeki alacağının zekatı için o fakire bağışlasa, bununla o şahıstaki alacağının zekatını vermiş olamaz
Bir kimse, yoksul olan borçlusunu borcundan kurtarmak ve kendisi de elindeki malların zekatını kısmen olsun ödemek isterse, borçlusuna borcu kadar nakid bir parayı zekat niyeti ile verir Borçlu da eline geçirdiği bu para ile borcunu alacaklısına öder
Varlıklı bir kimsenin üzerindeki bir borç, üzerinden bir yıl geçtikten daha sonra o zengine bağışlansa, sahih olan görüşe tarafından, bu borcun zekatı düşmez
Bir kimse, bir adamdaki alacağını, elindeki bir malın zekatına saymak üzere, bir fakirin o parayı gidip almasına müsaade etse, bununla o zekat fakirin eline geçmesiyle ödenmiş olur
Toplanmış olan nisabları karışıklığa itmek caiz olmadığı gibi, ayrılmış nisabları biriktirmek da caiz değildir Şöyle ancak:
Bir kimsenin seksen koyunu bulunsa, yalnız bir koyun zekat vermesi gerekir Yahut koyunlar iki nisab mikdarına ulaştığı için iki koyun zekat belirlemek gerekmez Fakat iki kişinin eşitlik üzere ortak seksen koyunu bulunsa, bunların iki koyun zekat vermesi gerekir Çünkü her ortağın nisab mikdarı koyunu vardır Bunlar toplanamaz Bu koyunlar, yalnız bir kişinin malı imiş gibi sayılamaz
İki kişi arasında iki taraflı olan kırk koyun veya yirmi miskal altın ise, zekata ast başka mallar bulunmayınca, zekat gerekmez Çünkü ortaklardan hiç biri nisab mikdarına kimsesiz sahib değildir
İki ortaktan birinin hissesi nisab mikdarına ulaştığı halde diğerininki ulaşmıyorsa, bu kimse zekat vermez Nisaba malik olan verir Birisinin koyunları kırk, diğerinin koyunları yirmi tane bulunsa, birincisi bir koyun zekat verir, ikincisi hiç vermez
Aynı şekilde, zekat vermekle sorumlu olan bir kimse ile sorumlu olmayan arasında karşılıklı olan mallar hakkında da hüküm böyledir Sorumlu olan zekatını verir, sorumlu olmayan karşılıklı ise, hissesi mikdarına göre zekatını verir, diğerinin hissesinden zekat gerekmez
Nisab mikdarında olan bir malın zekatı, daha yıl dolmadan erkene alınarak verilebilir Çünkü vücuba sebeb olan nisab bulunmuştur Sonra ödenecek olan bir borcu öne alıp acele ödemek aslında sahihtir Bu fakirler için yardımsever olan bir iştir Lakin nisab mikdarında olmayan bir mülk için, böyle zekatın yıl dolmadan önce verilmesi caiz değildir Bu mülk sonradan nisab mikdarına ulaşmış olursa, o andan itibaren bir yıl sonunda hem zekatını devretmek gerekir Evvelden verilmiş olan zekat, bir sadaka yerine geçer
(İmam Malik'e tarafından, zekat acele edilerek vaktinden önce verilemez, ibadetler de benzer şekilde, vakitlerinden önce yerine getirilemez İmam Şafiî'ye tarafından, yalnız bir senelik zekat evvelden verilebilir Daha fazla yıllar için önceden verilemez)
Nisab mikdarındaki bir malın birkaç yıllık zekatı aniden verilebilir Yıl sonunda bu mikdar mevcut bulunmadıkça zekatları verilmiş olur Bu mikdar azalırsa, verilen artı kısım sadaka yerine geçer
Bir kimsenin örneğin, yüz lirası olduğu halde, önceden acele olarak iki yüz liralık zekat verip de aynı yılda sahib olacağı öteki yüz liranın zekatına ve sahib olmadığı takdirde bu mevcut yüz liranın ertesi yıl için olan zekatına sayılmasına kasıt etse, bu niyeti caiz olur
Bir kimsenin örneğin, bin lirası olduğu halde, iki bin lira sanarak ona kadar zekat verecek olsa, bu pozitif verdiği zekatı ertesi senenin zekatına sayabilir
Bir kimse, her ikisi de, ayrı ayrı nisab mikdarında olan altın ve gümüşten ibaret mallarından yalnız birinin adına zekatını telaş ederek önceden vermiş bulunsa, bu zekat her ikisine sayılarak verilmiş olur Çünkü bunlar, cinsleri bir sayılıp birbirine ilave edildiğinden böyle bir ayırım boşunadır Onun için bunlardan biri, sene içinde helak olsa, bu zekat tamamen diğeri için sayılmış olur Fakat hayvanlar hakkında böyle değildir Bu nesil hayvanların zekatını böyle acele olarak önceden belirlemek, diğerlerinin zekatına sayılamaz
Bir kimse, malının zekatından bir fakirin borcunu, fakirin izni ile ödeyecek olsa, zekatını vermiş olur Lakin fakirin izni olmadan ödeyecek olsa, borç düşer; lakin zekat verilmiş olmaz
Bir kimse, usul ve füruundan olmayan ve yalnız akrabalık yönünden nafakası üzerine düşen bir yetime, zekat niyeti ile elbise yaptırsa ya da bir gıda verse, zekatı yerine geçer Lakin böyle bir yetimi kendi sofrasına alıp beraberce yedikleri yemeği zekatına saymak isterse, bu İmam Ebû Yusuf'a kadar caiz olursa da, İmamı Azam ile İmam Muhammed'e kadar caiz olmaz Çünkü bu halde temlik bulunmaz
Zekatın, zekata ehil olan kimseye temlik edilmesi (mülkiyetine geçirilmesi) şarttır Onun için fakirlere ikram olarak yedirilen yemek zekat sayılmaz
Tekrar, bir hayır işine harcanan para zekata sayılamaz Zekat parası ile hac yaptırılamaz Yeniden zekat parası ile ölülere kefen alınamaz ya da borçları ödenemez Fakat bir yoksul, aldığı zekat parasını kendi rızası ile bu gibi hayır yollarına harcasa, bundan keza o fakir, ayrıca de ona zekatı vermiş olan şahıs sevab kazanmış olur
Yine, bir fakiri bir evde oturtmakla zekata saymak caiz olmaz Çünkü bu bir temlik sayılmaz *