NAR Akdeniz ülkeleri ,Hindistan , İran ,Malezya ,Tropikal Afrika ve az miktarda da Amerika’da yetişir. Nar ve bitkisinden elde edilen ürünler eski zamanlardan beri parazit enfeksiyonları ,ülser , diyare ,dizanteri , mikrobiyal enfeksiyonlar ve respiratuar hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Nar bitkisinin ekstratlarının anti diyabetik, anti inflamatuar , antioksidan ve anti tümör etkiye sahip olduğu bilinmektedir.
Geleneksel Çin tıbbında kabuk ,kök gibi nar bitkisinin farklı kısımları dışında nar meyvesi ve suyu da pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. Kabuk kısmı fenolik bileşikler ,flavonoidler, ellagitanninler ve proantosiyanidin bileşikleri ,kompleks polisakkaritler ,potasyum, nitrojen, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve sodyumdan içerir. Fakat kabuk kısmı yenilebilir olmadığı için piyasaya hap , toz, kapsül gibi kolay tüketim sağlayan formları çıkmıştır. Tohum kısmı ise linoleik asit , linolenik asit ,stearik asit , palmitik asit ve fitosterollerden zengindir ve bu yağ asitlerinin dışında protein, lif , mineraller , polifenoller ve izoflavonları da içerir.
Nar tanelerinin bileşiminde früktoz , glikoz , pektin , sitrik asit ,malik asit ve fenolik bileşikler , flavonoidler gibi biyoaktif bileşikler bulunur.
Nar suyu polifenol , taninler ,antosiyanin ,C vit.,E vit. ,Koenzim Q 10 ve lipoik asit içerir. Nar suyunun antioksidan madde içeriği diğer doğal meyve suları , yeşil çay ve kırmızı şaraptan daha yüksektir. Antioksidanlar inflamasyon önleyici , yaşlanma karşıtı , kolesterol oksidasyonu ve aterosıklerozisten koruyucudur. Yapılan çalışmalarda anti oksidan ve omega 3 yağ alımını arttırmanın inflamasyonla ilgili aşırı yağlanmayı azalttığı belirtilmiştir.
Polifenolden zengin besinler kanserden koruyucu etkilerinden dolayı dünya çapında ilgi odağıdır. Nar yaprakları ve kabuğu polifenolik bileşiklerden olan tanenler ve flavonoidlerden zengindir. Narın tüm kısımları tedavi için kullanışlıdır ancak Ayurvedik ilaç sistemleri diyabet tedavisinde yalnızca narın çiçek kısmını kullanır. Nar çiçeğinin bileşiminde bulunan davcosterol ve punica flavon güçlü biyolojik aktivite ve tıbbi değere sahiptir.
Obezite , diyabet , hipertansiyon, koroner kalp hastalığı ,yüksek kolesterol , depresyon ,iskelet kas sistemi hastalıkları ve çeşitli kanser türleri için risk faktörüdür. Günümüzde sibutramin ve orlistat uzun dönem obezite tedavisinde kullanılmaktadır ancak etkinlikleri sınırlıdır. Bu durum kilo yönetiminde farklı alternatif arayışlarına sebep olmuştur.
Yapılan bir araştırmada narın kısımlarının etki mekanizması incelenmiş , tüm kısımlarının antioksidan aktiviteye sahip olduğu görülmüştür. Nar çiçeği tüketimi sonucunda serum lipit ve glikoz seviyesi %18-25 azalmıştır. Obezite düşük dereceli kronik inflamatuar bir durumdur ve nar bileşikleri apaçık bir antioksidan ve anti inflamatuardır. Ayrıca karbonhidrat ve lipit metabolizmalarını etkileyerek kilo kaybına büyük katkı sağlar.